zarılda-, hızlı koşmak.
zarıldat-, et. zarılda’dan; zarıldatıp taşıyt: öyle hızlı taşıyor. ki buram buram toz yükseliyor.
zarıldık, ihtiyaç, zaruret.
zarınçılık, es. romatizma.
zarla = zarlan-.
zarlan-, acı acı ağlamak, sızlanmak, tasalanmak.
zarlant-, et. zarlan’dan.
zarlat-, acı acı ağlatmak, aşırı derecede incitmek; umutsuzluğa götürmek.
zarlatuu, işs.zarlat’tan.
zarlı = zarduu.
zarloo, işs. zarla-’dan.
zarna = sarna.
zarp I, a. vuruş, darp, kaderin darbesi, mihnetler.
zarp, II, = sarıp; zarp kıl-: sarfetmek, harcamak.
zarurat, a. srk. 1. ihtiyaç, zaruret; 2. muhtaç; akçağa zaruret bolup turam: paraya mutacım.
zarzaman, f. = zar zaman (bk. zaman).
zasedaniye, r. celse; zasedaniye zalı: toplantı salonu.
zasedatel r. (mahkemede) jüri azasından olan kimse.
zat a. madde, cins, cevher; çartıldak zattar: patlayıcı maddeler; zat atooç gram: isim.
zattaş, cinsteş, aynı cinsten.
zaya, a. boşuna beyhude; zaya ket-: zayi olmak (mahvolup gitmek).
zayapker, f. koşu atlarına idman yaptırma uzmanı, jokey; külük taptap çapkan zayapker: koşu atı üzerine anterneman yapmak üzere koşan jokey.
Dostları ilə paylaş: |