adırayt-, et. adıray-dan.
adırgı, çulha gergisi.
adırlan-, tepelenmek, tümseklenmek.
adırluu, tepemsi, tümsekli.
adırmak, sırt (coğrafi manasiyle) .
adıs, a.dn. hadis (Muhammed Peygamberin sözleri ve işleri hakkında) .
adıyal, r. yorgan (sırılmamış) .
adil, a. adaletli.
adildik, adalet.
adilet, a. 1. = adildik; 2. = adil.
adiletsiz, adaletsiz.
adiletsizdik, adaletsizlik.
adilettik = adildik.
adires, kon. = adres.
adis, 1. tabiye (taktik), usul (metod) , gidişat, yüryüş; ar iştin adisin biliş kerek: her iş için usul gerek; 2. uzman (mütehassıs) ; kooz söz adisi: sanatkarane söz üstadı; ayıl çarba adisi: köy iktisadiyatı uzmanı; 3. mahir; adis mergen: mahir atıcı, iyi avcı.
adistik, 1. uzmanlık; 2. ustalık.
adöölöt= adilet.
adöölöttük= adilettik.
adranğda-, adıranğda.
adres, r. adres.
aduula-, dağ yokuşunu çıkmak.
advokat, r. avukat.
aerodrom, r. tayyare meydanı
aeroplan, r. tayyare.
afişa, r. afiş.
aga I, büyük erkek kardeş; aga ini (agayın, agaynı şeklinde telaffuz edilir) : erkek kardeşler; eşik aga bk. eşik; tör agası bk. tör.
aga II, bk. al II.
agalık, büyük biradere has olan evsaf veya vaziyet; tör agalık bk. tör.
agan, bk. al II.
agançeyin, bk. al II.
agar I, agar altın, ak kümüş folk. : kıymatli eşya, servet.
agar- II, ağarmak, yıldırmak, ağarıp kögör- : bitmek (bitkiler hakkında: M.) . çiçek açmak; tanğ ağarıp atkan cok: henüz şafak sökmedi.
Dostları ilə paylaş: |