bas IV, 1.tazyik etmek, basmak; cumurtka bas ( kuşlar hakkında ) : kuluçkaya otyrmak ; kiyiz bas : keçe dövmek ; kırman bas : harman bas : hırsı teskin etmek; hiddet basılmak; ününğ bas ! : sesini kes! basıp ayt; alçak sesle söylemek; bekte bas yahut etke basıp ayt : yüzüne karşı söylemek; kılgandarın betine basamın : yaptıklarını doğruca yüzüne karşı söyleyeceğim; caltanbay, betine basıp ayt!: sıkılmadan, yüzüne karşı söyle!;
bas-bas bolup kal : dinmek, sükûnet kesbetmek , ( diyelim, kılükaller, rezalerler, gürültü, patırtılar vs. hakkında) ; 2.ayak basamak; basıp ketti : yürüyüp gitti; hareket etti; uuru bas : hafifçe, oğrun yürümek; uuru baksan daam ayıl ayagındagı üygö cetti : oğrun yürüyen adam avlunun kenarında bulunan eve yaklaştı; beri bas! : beri gel!; at baspayın degen cerin üç basat ats. : at ayak basmak istemediği yere üç defa basar; çakırgandan kalba, özünğ basıp barba! ats. : çağırıldıkta gitmeden kalma; fakat kendiliğinden gitme!; 3. kaplamak; baştan naşa örtmek; suu aluuçu suğuş bk. soguş I; 4. tabetmek; kitep bas : kitap tabetmek; basıp çıgar : neşretmek (bsılan şeyi); 5. baskın yapmak.
basa I, bir daha; tekrar; basa bir ayak sundu : daha bir kadeh sundu; basakiy 1. boyuna (aynı giyimi ) taşımak; sık sık giymek; 2. üzerine çekmek; teri sımın basa kiyip : deri donunu üzerine çekerek; çaydı basa oturup iştedim : özemle çaıştım.
basa II, evet, öyle; elbette; baswa desenğiz! : öyle, açık!