basım, 1. tazyik; küçü basım keldi : kuvvetli üstün geldi, onu daha kuvvetli olduğu anlaşıldı; barmak basım cer : parmak ucu genişliğindeki toprak sahası; 2. gram. vurgu, aksan; kiçi basım : ikinci derecedeki vurgu, aksan.
basımçala, ( kadını ) zorlamak.
basımçaloo, işs. basımçala-dan.
basımduu, 1. gram. vurgulu; kendisine vurgu düşen; 2. üstün hâkim, ezici, kahir; basımduu köpçülük : ezici, kahir ekseriyet.
basın, 1. alçalmak, basık hale gelmek; 2. ayakların biribirina çarpması yüzünden ön ayağı aksamak (at hakkında); at aygınan basındı : at aksamıya başladı : yürüken ayaklarını biribirine çarptı, topuk çarptı.