berçten- , katılaşmak (deri altındaki şiş hakkında).
berçtüü , katılaşmış (deri altındaki şiş hakkında)
berdir- , vermeye icbar veya müsaade etmek , verdirmek ;coldoşu alam degenin berdirbey , başkaga bergen elem : ona , arkadaşının istediğini verdirmedim de başkasına verdim ; koyo berdir- : koyvermek , salıvermek.
berdirt- , et. berdir-den.
beregi = bereki.
berek = berirek (bk. beri I)
bereke , a. başarı , muvaffakiyet ; araketi köp , berekesi cok ats. bu koyun derisi serpilmeye değmez (harfiyen : çabalaması çok , hayrı yok) ; kızılga bereke ! bk. kızıl ; berekesi menen al- : bir nesneyi fazlasiyle , artığiyle almak ; berke tap 1) Allah razı olsun! ; 2) eve yarasın ! (alım satım esnasında muameleyi kapatan sözdür) ; bereke tappagır ! : ilik , hayır görmeyesin ; kolunun berekesi cok : elinin hayrı yok , eli talihsiz ; iştin berekesin kaçırdı : işi bozdu.
berekelüü , bereketli , feyizli ; berekelüü tamak : mugaddi yiyecek ; berekelüü mal : karlı , kazançlı (semere veren ve s.) hayvan.