səhifə 25/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
akıbal, a. = abal II; al-akıbal: vaziyet, ahval, şartlar.
akıl, a. idrak, akıl, iz’an; kebinğ akıl: akıllı konuşuyorsun, ciddi konuşuyorsun ; akıl körsöt- yahut akılayt- : fikir vermek, yol göstermek; akıl oylo- : düşünmek ; her yandan düşünmek, eni konu düşünmek, men bir akıl oylop turam: ben bir şey düşünüyorum ; akıl sal- yahut akıl sura-: danışmak, danışmak için başvurmak; katınına akıl saldı: karısına danıştı; akılga tüş- : fikrini değiştirmek, akla gelmek ; aklınğa tüşö kör- : aklına getirmeye çalış; akılga sal- : akıl etmek, mülahaza eylemek; bulardın sözün akılga salıp: bunların sözünü mülahaza ederek, tartarak; akıl tap- : akıl erdirmek, farkına varmak, akılanmak; akıl taptım: (bunda ne yapmak lazım geldiğinin) farkına vardım; tabılgan akıl: ustaca düşünülmüş , iyi bulunmuş; akıl kıldık: kararımızı verdik, lüzumlu bulduk; akılga cenğdir bk. cenğdir, akılım cenğip bk cenğ II ; akılım cetpeyt: aklım almıyor, anlayamıyorum; akılga mıktap tokunğar folk: hakkiyle aklınıza koyunuz.
akılaş-, haklaşmak; akılaştık: haklaştık (birbirimizden hakkımız olanı aldık) .
akılaştır-, haklaşmaya yardım etmek, haklaştırmak (üçüncü eşhas hakkında) ; haklaşmaya icbar eylemek; eköön akılaştırıp akısın alıp ber: onlara haklaşmaya yardım et.
akılaştıruu, haklaşmaya yardım etme (üçüncü eşhas hakkında) .
Dostları ilə paylaş: