|
|
səhifə | 302/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| buudandık, 1. süratli yürüyüş, yorulmaz- lık; 2. yiğitlik.
buuday I, buğday; buudaydın barar ceri―tegirmen ats. : tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır ( harfiyen : buğdayın varacağı yer değirmendir); kara buuday : çavdar; kodura buuday : yabanî buğday; uu buuday : karamuk; buudaybaş = buudayık I; ak buuday çayna- (destanda) : and içme şekillerinden biridir (harfiyen: ak buğday çiğnemek) ; tişi buuday : sarıdişli; mec. : ihtiyar (insan hakkında) ; buuday cüzdüü yahut buuday önğdüü : beyaz yüzlü; buuday kuur- 1) buğday kavurmak; 2) mec. durmadan çene çalmak, heyecanla söylemek, konuşmak.
buuday II, pılı pırtı, eski püskü nesneler (terzilerde).
buudayık I, yere sürünen Triticum repens otu; karamuk.
buudayık II, efsanevî bir yırtıcı kuş.
buudayla-, (giyim sırılırken) astar içine eski püskü nesneler sokmak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|