caarapıya = geograiya.
caat, 1. düşman taraf; caat bol- : birbirine karşı husumet besleyen zümrelere ayrılmak; cek- caat bk. cek I; 2. zümre, grup ; ulutçul caat: milliyetçi zümre.
caatçıl, husumete yatgın; nifaka mütemayyil; bölünmeyi, parçalanmayı seven.
caatçılık, nifak; niza; zümrelerin mücadelesi.
caattaş- I, taraftar.
caattaş- II, birbirine karşı düşmanlık besleyen zümrelere bölünmek.
caaz, a. = celdik.
caba- , bk. cap- IV.
cabagı I, beş alı aylık tay (doğduğ-
unun ilk güzünde).
cabagı II, yapagı (ilkyaz koyun yünü).
cabalakta- , 1. bir işi toptan, kütle halinde işlemek; 2. kütle halinde saldırmak, hücum etmek.
cabalaktaş- , müş. cabalakta- dan.
cabalaktat- , et. cabalakta- dan; kana, iştin cay maanisin cabalaktatçı! : haydi, işle ilgili olan herşeyi ortaya koy, bakalım!
cabayı, 1. sade; sun’i olmıyan; 2. vahşi vahşileşmiş.
cabdı- , 1. lazım olan şeyleri yetiştirmek, kurmak.
cabdık, 1. silah; 2. tedarik ve teçhizat maddeleri, aletler, aygıtlar.
cabdıksız, 1. silahsız; 2. teçhizatsız, tedariksiz.
cabdıksızdık, 1. silahsızlık; 2. teçhizatsızlık, tedariksizlik.
cabdıktal- , silahlanmış olmak; 2. teçhizatlı, tedarikli ve kurulmuş olmak.
cabırkat- , cebretmek, zulmetmek, müteessir eylemek, tazip etmek.
Dostları ilə paylaş: |