səhifə 343/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
calgamaloo, taklidini yapma, sahtekarlık etme.
calgan I, 1. yalan , gerçek ve doğru olmıyan(sıfat olarak) calgan süylö- : yalan söylememk ; calgandan: yalandan ; sözdü calgan kılbaylı! : sözümüz yalan çıkmasın; vadimizi tutalım; 2. sahte , kalp; calgan rapiske: sahte senet , makbuz; 3. calgan yahut calgan düynö: yalancı es. mec. : fani , dönek, karasız, yalancı dünya.
calgan. II, 1. eklemek:eklenilmek; 2. bitişmek.
calgançı, yalancı, daima yalan söyleyen ; calgançı bol- : yalancı çıkmak; sözünü tutmammak ; calgançı düynö= calgan düynö ( bk. calgan I,3. )
calgançılık= calgandık.
calgandık, yalancılık ; yalan.
calganma 1. ekleme; 2. db. iltisaki (agglutinant) ; calganma tilder: iltisaki diller.
calgasın, es. kurbanlık; calgasın bee: kurbanlık kısrak ( karş. calga 4) .
calgaş, müş. calga- dan ; kol calgaş elden ele vermek.
calgız, tek, biricik, yalnız, münferit ; calgızdan- calgız: yapayalnız ; calgız- carm: yalnız; bir bir; calgızcarım colooçu: yalnız yahut nadir bir yolcu ; calgız ayak bk. ayak I.
Dostları ilə paylaş: