|
camaat, a. camaat; cemiyet.
camaattaş-
|
səhifə | 351/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| camaat, a. camaat; cemiyet.
camaattaş- , hep beraber, elbirliğiyle hareket etmek.
camacay, ağzın köşeleri.
camaçı = camaaçı.
camak, 1. yama; 2. irtical (şi’ri yaratış nevilerinden biri olmak üzere) .
camakçı, 1. tamirci soğuk kunduracı; 2. irticalci; hanende şair (bu gibi şairin proğramına bahadır destanı girmez) .
camakçılık, camakçı (bk.) mesleği, zanaatı.
camal, a. güzellik, cemal.
caman, 1. fena, kötü, berbat, bozuk; cakşını söz öltüröt, camandı tayak öltüröt ats. :iyi adamı söz öldürüyor, kötüyü ise, yalnız dayak öldürüyor; meni caman kıldı: bana fenalık yaptı; caman aytpay cakşı cık atş. : iyiliksiz kötülük yoktur (harfiyen: kötüyü söylemeden iyi olmaz) ; caman at yahut camanat: fena şöhter, kepaze olma; caman at kıl- yahut camanatta- : terzil etmek, kepaze etmek; camanattuu : rüsva olmuş; caman kör- : sevmemek; teveccüh göstermemek; caman cay. avret (ut) yerleri; 2. tar. avamdan olan ; fakir ; 3. pek, gayet; caman çonğ : gayet büyük; caman cakşı: pek iyi; açuusu caman: gayet hiddetli; 4. çocuk, evlat; bir camanım bar: bir çocuğum var; ayuu amanın tileyt, cakşı camanın tileyt ats. : ayı halasını ister; iyi ( adam) çocuk ister.
Dostları ilə paylaş: |
|
|