candan- , 1. canlanmak; 2. candan yahut can candan- : aile sahibi olmak; tentirep cürgönçü mal mal maldanayın, can candanayın: işsiz dolaşmaktansa, mal ve aile sahibi olayım.
candandır- , canlandırmak.
candandırıl- , canlanmak, canlılık kesbetmek.
candandıruu, işs. candandır- dan.
candant- , canlandırmak, ruh vermek.
candanuu, işs. candan- dan.
candar, f. canlı, diri varlık.
candarm, candarman= jandarm.
candaş- , es. işi ant vermek suretiyle halletmek.
candat- , yahut candatıp ayt- : kapalı, kinayeli söylemek.
candık, 1. diri varlık; 2. (koyun, keçi gibi) ufak evcil hayvanlar.
candır- I, tutuşturmak( yakmak) ;kundaklamak.
candır- II, geri vermek, iade etmek; cip candır: bükülmüş ipliği çözmek, açmak; candırıp sura- : tekrar sormak veya dilemek(rica etmek).
candıral, kon = general.
candırmak, çözmek, halletmek; tabışmakka candırmak: bilmeceyi çözmek.
candırmaktuu, candırmaktuu kep: ima, telmih; ima ile söylenen söz; daha ör. bk. canıktat.
candıruuçu, yakıcı; kundakçı; soguş otun candıruuçular: harp kundakçıları.
candimi, bk. dimi.
candooçu, kız kuuduru. (bk. kız) oyununda delikanlıya yahut kıza refakat eden erkek.
Dostları ilə paylaş: |