|
cegde, erkek gömleği.
cegiç, 1
|
səhifə | 408/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| cegde, erkek gömleği.
cegiç, 1. obur; 2. atılgan.
cegiçtik, 1. oburluk, 2. atılganlık.
cegiliktüü, yenir, yenilebilir şey.
cegiz- = cedir-:tayak cegiz-: dayak yedirmek (dövmeye zorlamak yahut müsaade etmek.)
cek ı = ceke ı; cekme-cek: bire-bir; cekme-cek çık- yahut cekke çık-: mübarezeye çıkmak; cekcaat yahut cek-caat: tayeke-ceen (krş. tay 1 ve ceen); sıhrî yönden akrabalar, ahbaplar.
cek ıı, husumet; nefret, nefretle bakış; cek-kör-: nefret etmek nefretle bakmak; cek körün-: nefreti mucibolmak; cek körünçü bolbo!: kendinden nefret ettirme!..
cekcaat, bk. cek ı.
cekçil, nefret eden, husumet besliyen; cetpegen cekçil ats.: bakmıyan iyi amma, hakikatta çiğdir (harfiyen: toy olan- nefret edicidir).
ceke ı, f. ayrı, mümtaz, hususî; münferiden, tek başına, yalnız; ceke irette: şahsî yola; ceke nalog: şahsa mahsu vergi; ceke çarba: husuî iğelik (ekonomi); attı cekebayla: atı (başkalarından) ayrı bağla!; suraganga beker ber, suusaganga ceke ber! ats.: istiyene bedava ver, susayana- ayrıca (daha fazla) ver!; ceke gana bul emes: yalnız bu değil; ceke biylik: mutlakiyet idaresi; ceke kapital: hususî sermaye.
Dostları ilə paylaş: |
|
|