A I, taacüp haykırması; taaccüp veya memnuniyetsizlik edasiyle sual; 3



Yüklə 6,96 Mb.
səhifə415/1828
tarix03.01.2022
ölçüsü6,96 Mb.
#48112
1   ...   411   412   413   414   415   416   417   418   ...   1828
celki, 1. dudaklardaki yahut gözkapaklarındaki çatlaklar, sivilceler 2. dudaklarında yahut gözkapaklarında bu gibi çatlaklar ve sivilceler bulunan kimse.

celmaya = celmayan.

celmayan, yürük deve; hecin devesi.

celmooguz, 1. cadaloz karı; 2. mec. obur.

celötkö = celetke.

celp. taklitlik söz (onomatopee); celp degiz: hafifçe dalgalandırmak, sallamak.

celpi ı, cenğil ı sözünün tekidir.

cepli- ıı, çırpmak, silkmek.

celpilde-, dalgalanmak.

celpildek, her zaman silkinen kimse

celpildeş-. müş. celpilde-den.

celpildet-, et. celpilde-den.

celpin-. silkinmek, çırpınmak.

celpiniş ı, 1. çarpışma, karşılaşma (rad., v); 2. cerdin tübü celpiniş folh.: yerin ucu, kenarı.

celpiniş- ii, müş. ceplin-den.

celpint-. havalandirmak suretiyle serinlendirmek, havalandirmak (hava aldirmak); colborston keçim captirip, ceteletip, celpintip folk.: ati kaplan derisinden çula örttürerek, onu sürerek ve serinleştirerek.

celpirüün, 1. yelpaze; celpirüün tabak 1) yelpaze işini dahi görebilecek olan ince tepsi; 2) un kepçesi; 2. hububati silkmek suretiyle temizlemeye, ayiklamaya yarayan kap.

celpit-, et. celpi- ii den.

celt, taklitlik söz (onomatopee); bütkön boyu celt etti: bütün vücudu ürperdi, titredi.

cem, yem, hububattan yem; cemçöp- hububattan, ottan olan yem: cem saldi kil- 1) yemle beslemek; 2) rüsvetle avlamak; ak cem: suda birakilan et (suda birakilarak islatilan ettir ki avci kuslari, semirmesin diye, bununla beslerler); cem çaç-: yiyecegi kusmak (alici kus hakkinda); kam-cem albay: dinlenmeden.


Yüklə 6,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   411   412   413   414   415   416   417   418   ...   1828




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin