alastan-, müt. alasta-dan
alastat- müt. alasta-dan.
alastoo, 1. ardıç dumanıyla tütsüleme (sahte tabiplerin tedavi usullerinden) 2. kovup çıkarma, uzaklaştırma.
alaş, 1, tar. Kazakların cidale davet haykırışı; 2. (Rad) : başka kabileden, başka mahalden, yabancı; 3. alaş ordo ist. Kazak aksi inkilap teşkilatı.
alaşa, güzel, sevimli; alaşa kelin, suluu kız folk. : güzel gelin, sevimlikız.
alaşta-, 1. <> diye bağırmak (bk.) alaş, cidale davet haykıruşı olarak; 2. (Rad.) ecnebi gibi hareket etmek, yabancı, ecnebi olmak.
alatkak, dev nevinden bir varlığın adıdır.
alay I, dülöy sözünün teki: alay dülöy.
alay II= anday.
alay- III, 1. korka korka bakınmak; közü korkkon töödöy alaydı: gözleri korkmuş deve gözü gibi yerinde duramıyordu; 2. feri kaçmak, cansızlaşmak (gözler hakkında) .
alayt-, et. alay III den; köz alayt- : gözlerini geniş açmak, çehresinde korku alametleri göstermek.
Dostları ilə paylaş: |