albayt-, et. albay-dan
albette, a. elbette, şüphesiz.
albettüü=alibettüü.
albın, tedavi ederken tazarru. (bk.) tütök.
albır-, nur saçmak, parlamak, alevlenmek, tutuşmak, kızarmak (yüz hakkında) , heyecana gelmek; ot albırıp küyüp atat: ateş alevleniyor; albırgan bet: parlak, pembe yüz.
albıra-, sallanmak (paralanmış giyim hakkında) ; etek cenği albırayt: (paralanmış elbisenin) eteği ve yenleri sallanıyor.
albırak, albıraktan-salbırak: sallanan, itreyen.
albırış-, müş. albır-dan; betteri albırışkan: yanakları aldır, yanakları kızarmıştır.
albırluu, pembe, al yanaklı.
albom, r. albüm.
albuut, çabuk kızan, sinirli, ateşin, mütehevvir, şataretli; albuut at: ayak patırtısını duyunca heyecana gelen at; albuut katın 1)çabuk alevlenen kadın; 2) ateşin, şataretli kadın; albuut cürök: ateşli kalp.
Dostları ilə paylaş: |