alçanğdoo, 1. azamet taslama; 2. teklifsizlik gösterme, serbest davranma.
alçay- ,ürpermek, apışmak; alçayıp atka mindi: bacaklarını apışarak, ata bindi atan töödöy alçayıp: iğdiş deve gibi apışarak.
alçayış- , müş. alçay- dan.
alçayt- , et. alçay- dan.
alçaytuu, işs. alçayt- tan.
alçayuu, ürperme, apışma.
alçı, aşık kemiğinin ve taa denilen kısmın (bk. taa, 1) karşıtı olan yanıdır, ki (en ziyade kazandırıcı sayılmaktadır) ; alçı- taasın anğtardı: onların evsafını ve hususiyetlerini inceden inceye tetkik etti, kimin ne olduğunu ve ne işe yarıyacağını tamamiyle meydana çıkarıdı; işi bütün incelikleriyle anladı; alçı tüşpöy taa tüştü: işin kazançlı değil de, zararlı olduğu anlaşıldı; alçı- taasın cegen yahut alçı taasın kemirgen: kurnaz, sokulgan (oğlan hakkında)
alçılan- , 1. yakışıklı bir yürüyüşle yürümek, yakışıklı gözükmeye çalışmak; alçılangan cigit: yiğit tavırlı, yakışıklı delikanlı; 2. temeddüh etmek, övünmek.