coşolont- , yuşa ile yahut kızıl balcık ile boyanmaya zorlamak; kırmızıya boyamak: kan menen coşolont-: kana bulaştırmak.
coşolonuu , kendi kendini yusa ile yahut kızıl balçık ile bovamak.
cosoloo , yusa ile yahut kızıl balçık ile bovama.
coşor- , kızarın-coşorup : pek fazla kızararak. kızarın bozararak.
cosu-. sel gibi akmak: akıntı helinde dökülmek: betinen kan cosudu : yüzünde kan ceryeanı gözüktü.
coşul- , (manaca) = coşu-; sel gibi akmak; şiddetle dökülmek; aşağıya doğru dökülmek (hububat); kan coşuldu : kan sicim gibi aktı; colu coşuldu : yolu muvaffak oldu.
coşult , et. çoşul-dan; kan coşult- : kan dökmek; kök şiberdi çoşultup ketti : yeşil , taze otu çiğnedi ezdi.