cüz- III = süz- 2.
cüzdön-, yüzce benzemek; aç calanğgiç cüzdönüp folk. : aç Azrail gibi çatık çehreli.
cüzdür- = süzdür-.
cüzdüü, eski cüzdüü : iki yüzlü, müraı, münafık.
cüzdüülük, cüzdüülük: ikiyüzlülük, riya, nifak.
cüzö, yüzey (satıh), : cüzögö çıkar yahut cüzögö aşır- : varlığa çıkarmak; cüzögö çıkpay (yahut aşpay) kaldı : varlığa çıkmadan kaldı.
cüzüm, üzüm.
cüzümçülük, bağcılık.
cüzümdük, bağ.
Ç
çaalık-, yorulmak,
çaalıkpas: yorulmaz.
çaap, gerondif çap- IV ten.
çaar, l. alaca; çaar köynök: alaca gömlek; 2. benekli (at donu); kızıl çaar: kara benekli; kara çaar: kara benekli; 3. çiçek bozuğu 4. içi çaar meç. ketum (kimseye sır açmaz); 5. (ayakkabının) kenarı.
çaara== çara II
çaaraker, f. far. (cenubî Kırgızlıkta): başkasının toprağında, başkasının alat ve edevatıyla çalışan ve mahsulün bir kısmım alan rençber.
çaarçık, karaca yavrusu.
çaarda-, buruşturmak, alacalandırmak (buruşuk, alaca yapmak).
çaardagıç, bir kunduracı aygıtıdır ki onunla kunduranın kenarı yapılır; kundura kenarı çarkı.
çaardat-, et. çaarda-dan:
çaardooç== caardagıç.
çaba, çap IV hal zamanı gerondifidir;
karşı karsıya: önden (başlıca, yağmur hakkında); camgır çaba caayt: yağmur yüze vuruyor;
yağmur kaldırılmış olan tündük’ün (hk.) karşı taraf ından vuruyor ve keçe evin içine düşüyor.
Dostları ilə paylaş: |