çaçılat-, et. çaçıla- II den.
çaçılt-, et. çaçıl-dan; kozgolonğçulardın askerlerin çaçıltıp ciberdi : asilerin askerlerini dağıttı.
çaçıluu I, saçaklı, saçakla süslenmiş; çaçıluu içkır : saçaklı uçkur.
çaçıluu II. îçs. çaçıl-dan
çaçım, l. saçma, dökme; 2. taksim, (ülüştürme); çaçım menen : taksime, ülüştürmeye göre.
çaçın, talaan-çaçın bk. talaan.
çaçıdı, darma dağnık durumda bulunan, saçık ; öteye beriye atılmış, serpilmiş.
çaçınıy, r. kon. hususî; hususî mülk sahibi, kollektive girmeden kendi basma iş gören.
çaçıra-, sıçramak, param parça olmak; künçaçırap çıkkanda : parlak güneş doğarken; kündün murdu çaçıraganda : güneş gözükmeye başladığında.
çaçıraak, sıçrayan: çaçıraak otun çatırdıyarak yanan odun. yanarken kıvılcımlar saçan odun.
çaçırandı, sıçrantı; zifos; çoktun çaçırandısı : kıvılcım.
Dostları ilə paylaş: |