|
|
səhifə | 570/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| çılapçın, (demir) leğen.
çılbır, yular, dizgin; moynuna çılbır saldı mec. : tam bir mutavaat gösterdi, galibin merhametine teslim oldu (harfiyln : kendi boynuna yular taktı).
çılbırda-, (başkasının binek hayvanını) dizgininden yakalamak.
çılbırdaş-, müş. çılbırda-dan.
çılbırdoo, işs. çılbırda-dan.
çılbırla = çılbırda-.
çıldırat-, (rad) = şıldırat.
çılga = çırga.
çılgıy, sepilenmemiş yahut ıslanmış deri; çılgıy kayış : çiğ deriden yapılan adamakıllı ıslanmış kayış; çılgıy kalp : halis yalan.
çılgoo, ayak sargısı ; çılgoobay : hiçbir işe yaramayan,paçavra (insan hakkında).
çılgoobay, bk. çılgoo.
çılık, eski kırgız hayatına ilişişi olan her şey (kırgızcılık sözünden kısaltılmış olması muhtemeldir); çılık çolu menen : kırgız adeti üzerine.
Dostları ilə paylaş: |
|
|