|
|
səhifə | 596/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| çok ı, 1. tayların yelesi kırkılırken bırakılan perçem, püskül; çok koy- : (yeleyi kırkarken) püskül, perçem bırakmak ; 2. püskül saçak; çok belboo es. : saçaklı kuşak (eskiden kırgızların hatırı sayılırları bu gibi kuşak kuşanırlardı) kızıl çok 1) mec. çin memuru; 2) es. mec. büro, kalem yanındaki atlı kavas.
çok ıı, yanan kömür : kor; çokko baylap öz canın folk. : canına acımayıp.
çok ııı, çok-çok et- : hakkını istemek; itaatsizlenmek.
çokço, tümsek : tümselen her hangi bir nesne : çokço sakal : sivri sakal.
çokçogoy, tümselip duran; çıkık kalkık duran.
çokçonğdo-, birisinin üzerine yumruklerını saldırır gibi dövmek isteyerek vucuduyla zıplar gibi hareketler yapmak.
çokçoy- = çoçoy-
çokmor, topuz, ucunda top bulunan değnek, sopa; ura albagan çokmor öz başınğa tiyet ats. : vurmasını bilmeyenin topuz kendi kafasına iner.
çokmorokto-, yığın halinde yoplanmak, kalabalık teşkil etmek; bulut çokmorotkop, uyup turat : bulutlar toplanıyor.
Dostları ilə paylaş: |
|
|