çukulda-, ı. çınlıyan, madeni sesler çıkarmak; 2. ötmek (ular hakkında)[*]
çukulduk ı, sivri kazma, külünk, balka çukulduk: bir köpeğin adıdır.
çukulduk ıı, 1. acele, anilik; 2. katilik; 3. yakınlık.
çukur, çukur, oyuk; bir kazanı andıran derin dere; may çukur: kulak arkasındaki çukur (kulak memesinin altındaki).
çukuran-, inleyişe benzer bir ses çıkarmak (mes. yeni uykudan kalkan adam hakkında); hafifçe melemek (mes. yeni kuzılayan koyun hakkında): çukuranıp oygonup folk. : oynıyarak ve inliyerek.
çukuray, çukurlaşmak (mes. yanaklar hakkında); közü üngüröyp caağı çukuraydı: gözleri battı, yanakları çukurlaştı.
çukurayt-, et. çukuray-dan.
çukuraytuu, işs. çukurayt-tan.
çukurla- : may çukurla- : (dövüşte) kulak arkasındaki çukura basmak.
çukurlat-, çukur açmak.
Dostları ilə paylaş: |