çulduroo, işs. çuldura-dan.
çulğa-, kuşatmak, sarmak; orup çulğa: sararak örtmek, bürümek, her yanda örtmek; tegerektep çulğap al: her yandan sarmak, kuşatmak.
çulğan-, sarınmak, bürünmek.
çulğu-, yürümek arzusuyla başını sallamak (at hakkında).
çulğur, ateşte kızdırmak suretiyle delik açmak için kullanılan demir çubuk.
çulğut-, et. çulğu-dan.
çulp, suya düşen nesnenin çıkardığı sesi taklit; çulp et- : «çup» diye ses çıkarmak (mes. suya atılan taş hakkında).
çulpulda-, «çulp» sesi çıkmak.
çulu, sağlam; dayanıklı; tıknaz; som (yekpare); çulu kişi: sağlam, güçlü kuvvetli adam (ihtiyarlığına kadar zindeliğini, gücünü muhafaza eden kimse) ; çulu söök: som (kof ve borumsu olmıyan) kemik.
çuluk, kısa kulaklı (koyun kuzu hakkında).
çuluy-, adaleleri sert, kendisi sağlam olmak; tıknaz, güçlü kuvvetli kimseye benzemek; tay bukaday çuluyup mec. (sağlam, kuvvetli) öküz (tosun) gibi.
Dostları ilə paylaş: |