da, de da (dahi); keza; sa dahi; gerçi; meni da, seni da: beni de seni de; sen da barasınğ: sen de varacaksın; eç kim suragan da cok: kimse sormdı bile; söz da bolboğon: lakırtısı bile geçmedi; bir da birin bilbeysinğ: sen onlardan hiçbirini bilmiyorsun; bu hususta senin haberin yoktur; ar bir adım attağan sayın uşul körünüş elestedi da turdu: her adımda şu levha göz önüne geldi de durdu; kim da bolso: kim olursa olsun; kaçan da bolso: ne zaman olursa – olsun; her vakit; beker berse da albaym: bedava verse dahi almıyacağım; bir da bk. bir,: bilgeninğ uşul eken da! :bütün bildiğim şu imiş, ha!; ceyeri ele et da: yersen et yemeli; ança da caman emes: o kadar da fena değil.