|
dalıçı, koyunkürek kemiğine bakarak fal açan (önceden haber veren), bk
|
səhifə | 635/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| dalıçı, koyunkürek kemiğine bakarak fal açan (önceden haber veren), bk. dalı 1.
dalılan-, omuzlarının şeklile birisini, bir nesneyi andırmak; şumkar dalılanğan azamat: omuzları sungur omuzlarını andıran yiğit.
dalıluu geniş omuzlu.
dalımboo, çin.«dalemba» (bir çeşit çin pamuklu kumaş).
dalil, a. delil; delil keltir- yahut delil körsöt - : delil getirmek; delille isbat etmek.
dalilde-, isbat etmek; deliller göstermek.
dalilde-, isbat edilmek, tekit edilmek.
dalildet-, et. delilde-’den.
dalildüü, isbat edilmiş; delillerle tekit edilmiş: müdellel; dalildüü misal: delil olarak getirilen örnek.
dalilsiz, delilsiz; isbatsız; delille tekit edilmemiş olan.
dalilsizdik, delilsizlik, isbat edilmemiş olmaklık.
dalinğke, r. tabak.
Dostları ilə paylaş: |
|
|