ancı, eki ancı: iki ihtimalli, şüpheli; könğülüm eki ancı bolup turat: müterreddidim; el eki ancı bolup uruş boldu: halk ikiye ayrıldı dövüş vukua geldi.
ancır, f. incir.
ança, o kadar, işte bu kadar, oldukça çok; ança emes : pek okadar (çok, büyük, iyi ve s.) değil; ançamınça: biraz; ança bolboy = anğgıça bolboy (bk. anğgıça).
anşalık, o kadar, o derece; ançalık emes: pek o kadar değil; ançalık biyik emes: pek o kadar yüksek değil; işteri ançalık cakşı emes: işleri o kadar iyi değil.
ançeyin, şöyle böyle; düpedüz; ançeyin keldim: böyle geldim (muayyen bir maksadım yoktur).
anda, orada; o zaman; anda- mında: şurada burada; anda- sanda: arada sırada, nzaman zaman, nâdiren: anda- sanda kele koyot: arasıra geliyor.