deer, 1. şuur; akıl; düşünceler; dalaylardın deerinde bar: (bu hususta) bir çokları düşünüyor; deerinde cok bolğondon kiyin aytkan menen baydasız: mademki o doğuşundan akılsızdır, ne söylesen faydasız; 2. istidat; deeri cok, kantip okuyt! istidadı olmayınca nasıl okuyacak!
deerlik,hemen- hemen; denilebilir; cok deerlik: yok denilebilecek kadar.
degde-,şiddetle arzu etmek; okuuğa degdep kaldım: tahsil arzusuyla yandım; tündö catsam canınğda, körsöm dep kündüz degdeymin folk. eğer seninle beraber gece yatarsam, gündüzün seni görmek arzusu beni üzüyor.
degdel-, mut. degse-den: könğül degdelet: gönül arzusu ile yanıyor.