səhifə 679/1828 tarix 03.01.2022 ölçüsü 6,96 Mb. #48112
durustal- , mut. durusta-dan.
durustoo, yoklama; düzletme.
durustuk, doğruluk, dürüstlük.
duşar= duuçar.
duşman, f. düşman; el düşmanı: halk düşmanı.
duşmançılık= duşmandık.
duşmandaş-, düşmanlık etmek.
duşmandık, düşmanlık; husumet.
duu, gürültü; patırtı; şamata; duu dep: gürültü ile gürültülüce ; el duu külüp ciberdi: halk kahkahayı koyuverdi; kalınğ duu: şiddetli gümbürtü ; uu-duu; şiddetli gürültü; gürültüyle karışık intizamsızlık.
duuçar, f. karşılaşan; rast gelen ; çarpan; balağa duçar bol-: belâya duçar olmak, çatmak; okko duuçar bol-: kurşuna rastlamak.
duula- , 1. gürültü yapmak ; uğuldamak; 2. mec. meşhur olmak ; 3. çok mebzul olmak.
duulan-, gürültü etmek; uğuldamak.
duulda-, patırtı yapmak; uğuldamak; yaygarayı basmak; çok canlı konuşmak ; ot duuldap küydü: ateş büyük alevle yandı; duuldap mas boluştu: adam akıllı sarhoş oldular.
Dostları ilə paylaş: