anğgıça, ona kadar, o sırada, o esnada; bolbodu yahut anğgıça bolboy: bu da olmadı, dada on akadar, daha bu vukua gelmemişken... men küngönümdü aytıp bereyin dedi “gu-gu” degen dabış çıktı: gördüklerini anlatmak istiyordu, derken çınlayan bir ses işitildi.
anğılda- , 1. ulumak, bağırıp çağırmak; anğıldap ıyladı: ağzını geniş açarak, yüksek sesle ağladı; anğıldap ırda- : yüksek sesle ve nâhoş bir surette şarkı söylemek; anğıldap eşikten şamal kirdi: kapıdan rüzgâr şiddetle girdi: 2. açık konuşan, içi dışı bir5 olan.