anğırt- II, et. anğır II den.
anğız I, tarla, sürülmekte olan toprak; kısır anğız: sürülmemiş tarla, kıraç.
anğız II, gönül okşayıcı şayialar; anğız kıl- : meraklanmak, meraktan çatlatmak; atka minip celgemin, anğız kılıp kelgemin folk. : ata binerek, yeleidirerk gittim, meraktan çatlayarak buraya geldim.
anğgi, 1. (ögürü olmıyan) sık sık yüksek sesle kişneyen (aygır) ; 2. mec. (hafifmeşrep olan kadın hakkında).
anğgil = anğkildek.
anğka = suusa.
anğkay- I, birteviye, baştanbaşa.
anğkay- II, geniş açılmak, açık kalmak.
anğkayt- , et. anğkay II den.
anğkı- , çıkmak, yayılmak (koku hakkında).
anğkılda- , inlemek (köpek hakkında) ; anğkıldabay tim otur: rahat otur, inleme; it anğkıldap üröt: köpek inleyerek havlıyor.
anğkıldoo, işs. anğkılda- dan.
anğkıt- , çıkarmak, yaymak (koku hakkında).
anğkıy- , insanlardan boş kalmak, tenhalaşmak.
anğkildek, bir çocuk oyununun adıdır.
anğkişte- , hırslanmak, sinirli sinirli konuşmak.
anğkoo, safdil, saf, aptalca, basit, safderûn; ak koydon anğkoo, boz koydon momun ats. : sudan daha yavaş, ottan daha alçak (harfiyen: beyaz koyundan daha saf, boz koyundan daha yavaş, sâkin)
Dostları ilə paylaş: |