ısap, a. insaf; ısabı cok: insafsız; ısabı cokko kaşık salsanğ, beş uurtayt ats. insafsıza kaşık verirsen, beş defa yutar.
ısapsız, insafsız; vicdansız.
ısçot, kon. = sçot.
ısçotobot, kon.- sçotovod.
ısı I, sıcaklık, sıcak hava; kurutucu rüzgârlı hava; kerimsel cürüp, aştıktı ısı urup ketti: kerimser rüzgarı esti ve ekinlere sıcak vurdu.
ısı- II, ısınmak; adamakıllı kızmak; çekesi ısıbaptır: tatmin edilmadi, iyilik görmedi; ay sayın çığın saldırıp, ısıbaptır çekebiz folk. : (han) her ay vergi tarhettiği için rahat yüzü görmedik.
ısık, 1. sıcak; ısık kün: sıcak gün; kün ısık: hava sıcak; ısık çay: sıcak çay; ısığına küyüp, suuğına tonğdum: sevincine sevindim, kederine tasalandım; sööktöğü ısık: müzmin şekil alan hastalık; eski bir hastalığın kalntısı; 2. sevimli; hoş; cana yakın; kelindin betin kim açsa, oşol ısık ats.gelinin yüzünü kim açarsa, o hoş görünür (cana yakın olur) ; ısık dos: yakın, mahrem dost; ısık bol- : dost yahutaşk olmak; ısığın cepsinğ! ; saçmalayorsun! ; 3. = ısılık 2; 4. sivilceç kabarcık.