ıyloo, ağlama.
ıymam, a. imâm; mahalle imâmı.
ıymam= ıman.
ıymandaş= ımandaş.
ıymanduu= ımanduu.
ıymansız= ımansız.
ıymarat, a. imaret, bina.
ıymaratçıl, es. mimar; yapı işleri uzmanı.
ıyzat, a. izzet, saygı.
ıyzatta, saymak; izzetlemek.
ıyzattaş-, müs. ıyzatta- dan.
ıyzattuu, 1. muhterem, izzetli, 2. nezaketti; ıyzattuu bala; nezaketli sıkılgan çocuk.
ız: ız- bız (kütle halinde uçan böceklerin vızıltısını taklittir) ; çirkeylerdinğ çurduz ız- bız ündörü: uçan sivsineklerin vızıltıları; ız-bız kel: azgıncasına her yandan saldırmak;
ıza, a. teessür; gücenme; ıza bol- gücenmek, küsmek.
ızakor, a- f. alıngan; çabuk kızan, öfkeci.
ızala-, kışkırtmak; kızdırmak.
ızalan-, gücenmek; küsmek; özümön- özüm ızalandım: kendime gücendim.
ızalant-, et. ızalan- dan.
ızaluu, küsmüş; gücenmiş.
ızat= ıyzat.
ızbooçık, ızboşçik, r. arabacı.
ızbot, kon. = vzvod.
ızğaar, 1. iliğe işliyen soğuk, ayaz; 2. ruzgâr; cıluu ızğaar cel arğı folk. hafif ılık rüzğar.
ızğaarduu ayaz; don; ızğarduu cel: iliğe işliyen soğuk ruzğâr; ızğaarduu suuk! şiddetli soğuk, ayaz.
Dostları ilə paylaş: |