iç- II, 1. içmek; çay iç- : çay içmek; 2. yemek; sorpo iç : çorba içmek; tamak iç- : yemek yemek; aştık köp bolup, eki cıl içpeyt ats.ekin ne kadar çk olursa- olsun, iki sene yetmez; içerdin aşın içpes keçet ats. : başkasınınki için acımaz (harf. :yemesi mukadder olmayan kimse, yiyecek adamın her heesabına imtina ediyor) ; iççip çıçar avm. tufeylî, uyuntu.
içe, bk. içegi.
içegi, içek, bağırsak; içek- kardı yahut içe- kardı: karnı- bağırsakları; içegibizdinğ karındısına çeyin kaltırbay süylöştük: her şey hakkında konuştuk; bol- bol görüştük, sohbet ettik; bir içek bolup kalıptır: çok yemek yiyemiyor (mes, uzun zaman et yememiş olan kimse, çok et yiyemez) ; bittinğ içegisine kan yutan: bitin bağırsağina kan akıtıyor.