|
|
səhifə | 817/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kabıldaş- , müş. kabılda I, II’den.
kabıldır- . et. kabıl- II’den; kargaşağa kabıldır: kötü tatsız bir vaziyete düşürmek; caman işke kabıldır: fena işe sürüklemek.
kabıldoo I, muvafakat; tasvip.
kabıldoo II, iktilât; katmerleşme.
kabıltuu, sürükleme; uruşka kabıltuu: harbe sürükleme; harbi tahrik etme.
kabır I, a. kabir, mezar.
kabır II, r. kubur, tabanca kılıfı; mavzurun kabırınan suurup aldı: mavzerini kuburundan çekip çıkardı.
kabır III: kabır kubur: ayak patırtısını taklittir.
kabırğa, kaburga; kabırgası mayluu: başkalarına iyiliği dokunan kimse: (“kaburgası yağlı”) ; kabırğama batıp turat: (ben ona) acıyorum, (onun için) canım acıyor; anın oorusu caman kabırğama batıp turat: onun hastalığı benim canımı acıtıyor; bizge kabırğası kayışıp da koyğon cok: o bize hiç acımadı; kabırğam kayışıp oturğan cok: acımıyorum; kabırğam menen (yahut kabırğama) kenğlişip köröyün: “kaburgama danışayım” – bir parça düşüneyim; kabırganğ menen kenğeşip, ertenğ coop ber! : iyice düşün de, yarın cevap ver!
kabırğala- : kabırğalap: kaburgalayıp, büğürüne dokunarak; kabırğalap çımçışıp: folk. biribirinin böğürlerinden çimdikliyerek.
kabırğaluu, kaburgaları iyi gelişmiş; kaburğaluu at: kaburgaları kuvvetli olan at.
Dostları ilə paylaş: |
|
|