|
|
səhifə | 832/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kakanakta- , kabarmak, şişmek (yanmış deri hakkında) .
kakanğda- = kakakta- .
kakar= kakaar.
kakart , kurumuş irin; yaranın kışrı, kabuğu.
kakas; temiz, saf; uuru- börüdön kakas cer: hırsızdan ve yırtıcı hayvanlardan emin yer; kakas kır: temizlemek.
kakat- , et. kaka- ’dan.
kakay, I, korku, dehşet ifade eden nida.
kakay- II, 1. arkaya doğru bükülmek, iğilmek (karş. enğkey-) ; 2. mec. mağrur bir tavırla başını kaldırmak; kurumlu ve kibirli bir tavır takınmak.
kakayla- , “kakay” diye bağırmak (bk. kakay! I) .
kakaylat- , dehşet salmak.
kakayt- , et. kakay- I- ’den.
kakbaş= kak baş (bk. kak III) .
kakçanğda- = kakakta- .
kakçıy- = kakıy- .
kakçıyt = kayktıt- .
kakı: kakı orduna körböyt: on paralık kıymet vermiyor.
kakıl, ses taklidi için kullanılan sözdür: kakıl kakıl tırmayt: kazıyor, çatırtı ile koşuyor.
kakılda- , 1. gıdıklamak; 2. durmadan çene çalmak; kakıldap ıyla: yüksek sesle ve süreklice ağlamak; kakıldap maara- : dinmeden melemek.
kakıldaş- , müş. kakılda- ’dan.
kakım= kaakım.
kakır I, kuru, sulanmıyan ve kendisine su geçmiyen mahal; kakır- çikir: eski püskü eşya, pılıpırtı
Dostları ilə paylaş: |
|
|