kanğtarıl- , 1. içi dışına çevrilmek; tersine çevrilmek; 2. alt üst edilmek; rahatı kaçırılmak.
kanğtarılt- , et. kanğtarıl- dan.
kanğtarma, 1. içi dışına çevrilmiş; 2. alt üst edilmiş; kanğtarma aydoo: don yeri sürme; küzdük cana kanğtarma aydoo: güzün don toprağı sürme.
kanğtart- , et. kanğtar’dan.
kanık I, 1. tatmin edilmiş: kanmış; 2. alışık; işi kavramış; işten anlıyan; arkıberki işke kanık bolup kalğan: her türlü işlere alışmış artık; uuruğa kanık yahut kanık uuru: hırsızlığı kendine meslek edinen hırsız; sabıkalı.
kanık- II, alışmak; közü katka kanıkkan: gözü yazıya alışmış, çabuk okuyabiliyor.
kanık- III, kin beslemek; ateş püskürmek.
kanıkey; kanıkey balpıldak bk. çım I.
kanimet, a. ganimet, fırsat; ubaktı kanimet bilip: fırsatı ganimet bilerek; zamanı münasip sayarak.