karağanğğı, 1. karanlık, zulmet; “karanğğıda közüm yok” – bir çocuk oyunun adıdır; 2. mec. kara cahil.
karanğğıçılık = karanğğılık.
karanğğıla-, karartmak; köönü karanğğıladı: ona fenalık geldi, bayıldı.
karanğğılan-, kararmak, kaarnlık çökmek.
karanğğılaş-, kararmak.
karanğğılat-, karartmak, etrafı karanlığa bürümek.
karanğğılık, 1. karanlık; zulmet; 2. mec. cehalet.
karanğğün = kara gün (bk. karan ıı).
karanış-, müş. karan- ııı.’ten.
karantin,r. karantina.
karap, a. yıkık, harap; kana karap: bu hayattan hissesi olmıyan beddaht (harf.: evi yıkık); iş karap: iş fena, berbat.
karapa, 1. çömlek; 2. çömlekçi mamulâtı.
karapayım, sade, basit; karapayım cılkı: adî (cins olmıyan) at, kırgız atı; karapayım it: bayağı (cins olmıyan) köpek, avlu bekliyen köpek: karapayım kişi: kendi halinde olan (hiçbir şeyle temeyyüz etmiyen) adam; karapayım til: konuşma dili, halk dili.
Dostları ilə paylaş: |