karaştuu, ait olan, taallûk eden talas rayonuna karaştuu: talass bölgesine bakan (ait olan); mağa karaştuu mal: bana ait olan hayvan.
karat-, 1. baktırmak; istikamet vermek; beri karat: bu yana çevir; başın cerge karatıp olturat: başını önüne düşürerek oturuyor; doktorğa karat: doktora göster; karata:.. ye doğru, dolayı, diye; birinci mayğa karat: bir mayısa doğru (bir mayıs doalyısiyle); küçünö karata: kuvvetine, imkanlarına göre; alına karata: haline, vaziyetine göre; kılğan cumuşuna karata akı berilet: yaptığı işe göre ücret veriliyor: beri karata:.dan itibaren, ..den beri; üç aydan beri karata: artık üç aydan beri... 2. boyun iğdirmek; ram etmek; 3. çekmek (aygırı kısrağa); beeni aygırğa karat-: kısrağa aygıra kavuşturmak (çiftleştirmek).