kartoçka, r. kart fiş, vesika.
kartöşkö, r. patates.
karuu, kuvvet; kudret; karuusu bar kişi: kuvvetli adam; bey karuu = = beykaruu; karuu-carak: silâh, mühimmat; eç karuu albadı: hakkından gelmedi, hiçbir iş göremedi.
karuulaş-, boy ölçüşmek, mübarezeye tutuşmak, savaşmak, karıp ketip baramın, karuulaşar çama cok folk. kocamaktayım, savaşmıya kuvvetim yoktur.
karuuluu kuvvetli; karuuluu kişi: güçlü kuvvetli adam; karuuluu kol: kuvvetli, kudretli el.
karzinğke, r. sepet.
kas ı, a. düşman, düşmanlık eden, düşmanca münasebette bulunan, fena düşüneli, düşman; anı menen kasmın: onunla düşmanlığımız vardır; kas tik-: fenalık tasarlamak; öz üyünğdö aşınğ bolso, kişi üyündö kasınğ barbı? ats. kendi evinde yiyeceğin varsa, başkasının evinde düşmanlığın mı var? (başkasının evinde açgözlülük eden insan için kullanılır).
kas ıı, a. mahlut olmıyan, halis, salt; kas buudan folk. saf kan yürük at.
Dostları ilə paylaş: |