kaynatıluu, kaynatılmış, kaynıyan; kaynatıluu şor mec. sakınılmaz felâket; kazıp koyğon oru ar, kayantıluu şoru bar folk. orada kazılmış çukur var, sakınılmaz felâket var.
kaynatıma: bir kaynatım çay: bir defa demlenecek mikdar çay.
kaynatma, kaynatılan nesne; kaynatma tuz: yemek için kullanılan tuz.