kayrılışkansı-, yardım etmek teşebbüsünde bulunmak, yardım gösterir gibi gözükmek.
kayrım, acıma; kederini paylaşma, hayırseverlik; kayrımı cok: merhametsiz, taş yürekli.
kayrımduu, hayırsever, iyi kalpli.
kayrımduuluk = = kayrım; cönököydö karılğan kayrımduuluk emes, başına tüşkön kara kündürdö kayrımduuluk: alelâde günlerde yapılan iyilik, iyilik değildir; asıl iyilik kara günlerde yapılan iyiliktir.
kayrımsız, merhametsiz, gaddar, taş yürekli.
kayrıyat, a. iyi, hariyet; iyi ki (yoksa...), bereket versin.
kayruu = = kayırma 2.
kaysa- keskin bir şeyle vurarak, ikiye parçalamak.
kaysaa, (kaysıga yerine) kaysı’dan dat.
kaysakta- = = kaysanğda-.
kaysala-, 1. şaşalamak, afallamak; kaysalap öt-: şaşkın şaşkın bakınarak geçmek; 2. kuşkulanarak yavaşça gürültüsüz yürümek (mes, karanlıkta hırsız); Akbermet ırgıp turdu emi: “karanğğıda kol salıp, kaysalağan kim?” dedi folk. Akberment sıçradı ve “karanlıkta kim geziyor bana doğru yaklaşıyor?” dedi.
Dostları ilə paylaş: |