kebez, pamuk, pamuk ağacı; kebez bayla-: es. Bir tutam pamuk bağlamak (güvey akrabasının, nişandan sonra kız akrabasına götürdükleri hayvanların en iyisine böylece bir tutam pamuk bağlanıyordu).
keçe- , yukarıya doğru çekmek; atınınğ başın kecep: atının başını yukarıya doğru çekerek.
keçenğ, bir nevi koyun hastalığı, kibuna tutulan hayvanlar kafalarını sağa sola döndürürler.
keçige, 1. ense; kecigenin çunkuru: ense çukuru: 2. atın kulağının arkasında enine geçen kayıştır (oyanın bir kısmını teşkil eder ) ; keçirgem ker tartıp turat: hevesim yok; tenbelliğim tuttu; keçigesi cok yahut keçigesi kesilgen: vurdum – duymaz.