|
|
səhifə | 952/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kekir - , geğirmek.
kekire, acı peygamber çiçeği; kekire toyğon tekedey bakıldayt: acı peygamber çiçeği yemiş teke gibi bağırıyor.
kekirey- , tantanalı olmak, kurulmak; kibirlenmek.
kekireyt- , et. kekirey- ’den den.
kekireyüü, kurulma, kibirlenme.
kekirik I, geğirmek.
kekirtek nefes borusu, gırtlak; kızıl kekirtek: bağıran; kekirtek kızart- : boğazı yırtılırcasına bağırmak; kızıl kekirtek bolup aytıştık: adamakıllı çekiştik; öz kekirtegin oyloyt: yalnız kendi menfaatını düşünüyor ( harf. yalnız kendi gırtlağını düşünüyor); kekirtekten al- : 1) gırtlağa sarılmak; 2) mec. sıkıştırmak; kızıl kekirtek dalay cerge sekirtet ats. : açlık ne yedirmez (harf. : kızıl gırtlak bir çok yerlerde zıplamaya mecbur kılar) ; kekirtekten çıkkança = = oozdon çıkkança (bk. ooz) .
kekirtekte - , kekirtektep sık -: gırlağı sıkmak.
kekse, 1. yaşlı; ihtiyar; dalaydı körgön kekse: görmüş – geçirmiş ihtiyar; 2. kurnaz, sokulgan, kalleş.
Dostları ilə paylaş: |
|
|