|
kepsende- , kepsen (bk.) toplamak.
kepşe
|
səhifə | 971/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kepsende- , kepsen (bk.) toplamak.
kepşe, geviş getirmek.
kepşel- , mut. Kepşe- den.
kepşir- keybir.
kepşire- , 1. çenelerini oynatmak; 2. mec. ahmakça sözler söylemek, saçmalamak.
kepte- , gererek giyinmek, sokmak, tıkmak; başınğa keptep kiy: başına ögüz karağayğa keptep cügün şıpırdı: öküz çamlar arasında kalarak, üzerindeki yükünü devirdi.
keptel- , tıkılmış olmak, sıkıştırılmak, sokulmak, eşikke keptelip kaldı: kapıya sıkıştırıldı (ve orada takılıp kaldı).
kepteme, kon. mec. ağız; keptemesine kuy! : ağzına dök!
kepten- , bir şekle girmek; aç coruday keptenip folk. : aç coru kuşuna benziyerek.
kepter, f. güvercin (kebuter).
kepteş I, arasındaki çukur, dere (= = sala, fakat daha derin ve kıyıları dik olur).
kepteş- II, biri-birini itmek, sıkıştırmak; hep beraber sokulmak (mes. dar kapıya sokulan iki kişi hakkında).
Dostları ilə paylaş: |
|
|