ker IV. f. sağır; kulağın ukpas ker kılam folk: kulağını işitmez hale koyacağım, sağır yapacağım.
ker- V. f. germek, çekmek, uzatmak, arken kerdim: urgan gerdim; urup-kerip: pataklayıp döverek: kere karış bk. karış I. kere cutum; (mayii) alabildiğine içmek.
kerben, f. 1. tar. kerven; kerben bakışı; it üröt kerben cüröt ats. it ürür, kervan yürür; 2. = = kerbençi:, 3. okşama sözü: kerbenim: sevgilim, canım.
kerbençi tar.kervan işleten yahut yurttan yurda mal nakletmekle alış veriş eden tüccar.
kerbes == kerbez.
kerbez, f. 1. kendini beğenen; 2. çıtkırıldım; 3. züppe; 4. kerbez ündüü db. sabit sadalı ses.
kerbezden- , 1. kendini bğenmek; 2. züppelik etmek.
kerbezdüü = = kerbez.
kerbişte-, (Rad.) başla işaret etmek.
kercenğde-, oynamak (uzun, zayıf boyun hakk.); keçirgesi kercenğdep folk. uzun, zayıf) boynunu döndürerek.
kercenğdet- , et. kercenğde-’den.
kercey- , içeriye çekilmek (zayıf insanın yahut hayvanın baynu hakk.); geçirgesi kerceyip, til albay ketti: inat ederek, söz dinlemeden gitti.
kerçöö, (koyunun derisile birlikte çıkarılmış göğüs yağı.
kerde- : kerdep tur (başlıca, obanın ağaç iskeleti hakk.): çıplak halde bulunmak.