|
|
səhifə | 989/1828 | tarix | 03.01.2022 | ölçüsü | 6,96 Mb. | | #48112 |
| kezer- , 1. şiddetlice yemek istemek, açlık hissetmek; 2. kurumak ve çatlamak (mes. dudaklar hakk.); 3. cimrilik etmek; istenilen nesneyi vermemek.
kezert- , acıkmayı mucip olmak, şiddetli arzu uyandırmak; kezertip ele eştemke berbey koydu: yalnız iştahı uyandırdı, fakat hiçbir şey vermedi.
kezerüü, işs. kezer-’den.
kezeş- , karşılıklıca nişan almak vurmak maksadiyla el kaldırmak.
kezet- , 1. yöneltmek; tevcih eylemek; 2. göz dağı vermek.
kezger-, vurmak maksadiyle el kaldırmak.
kezgin, memleketler dolaşma, seyahat.
kezginçi, seyyâh.
kezik I, şiddetli sıtma; salgın hastalık; onulmaz hastalık.
kezik- II, karşılamak; ooruğa kezik-: hastalanmak.
kezit, kon. = = gazeta; kezitke çık-: gazeteye düşmek, gazete makalesi mevzuu olmak.
kezmal = = kezdeme.
kezme, gezginlik eden; serserice dolaşan; kezme cürök: rahatı kaçmış olan kalp.
Dostları ilə paylaş: |
|
|