A. Kadir (1917, İstanbul -1985, İstanbul) Şair, yazar. Kara Harp Okulu'nda öğrenciyken Nâzım Hikmet'le tanıştığı ve "muzır neşriyat" (zararlı kitaplar) okuduğu için tutuklandı



Yüklə 13,08 Mb.
səhifə95/162
tarix08.01.2019
ölçüsü13,08 Mb.
#93238
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   162

Moniteur Ottoman

ilgili madde: Blacque, Alexandre IT:26la

Monparnas II:58a.

Montagu, Lady Mary Wortley mad. V:487c, I:415c, II:149a, 182c, IIL202a, 229c, IV:539a, VI:221a, 423c.

Montani, Pierre IV:304c.

Montferrat, Boniface de IIL488b.

Montias Sinagogu II:10b.

Monument Sirki VII: 14b.

Mor Bizans'ta imparatorluk gücünü ve sarayı simgeleyen renk (Grekçe: Por-fira, blatta). Peloponnes ve Tir sularında yaşayan mollusk denen bir tür yumuşakçanın kabuğundan elde edilen mor renkle boyanmış kumaşçılığın merkezi 7. yy'dan sonra Konstantino-polis'ti. İmparatorlar mor giysilerle tahta çıkar, imzalarını mor parşömenlerin üzerine mor mürekkeple atar, mühürler mor kurdeleyle tutturulur-du. İmparatorlar seremonilerde mor zemin üzerinde dururlar; imparatori-çeler çocuklarını mor eşyalarla dekore edilmiş odalarda doğururlardı ve burada doğan veliahta porfirogen-netos (prenseslere porfirogenneta) denirdi.

Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı IV:354a.

Moral, Şaziye mad. V:488b.

Morali Geçidi I:356c.

Morali, Mahmut mad. V:488c.

Moran, Naili mad. V:489a.

Moran, Yıldız III:331b.

Moravî Osman Efendi Medresesi Fatih İlçesi'nde, Çarşamba'da, 19. yy İstanbul haritasında Otlukçu Yokuşu ile Altı Boğaca Caddesi arasında, Kadı Çeşmesi civarında gösterilen yapının bu medrese olduğu tahmin edilmektedir. Buna göre yapının konumu şimdiki Haliç Caddesi ile Şebnem Sokağı'nın kesiştiği köşedir. Banisi Moravî el-Hac Osman Efendi'dir. Yapı 1914'te tamire muhtaç durumdaydı. 1918'deki Fatih yangınında tamamen yanmış olmalıdır. Çünkü bu yangından sonraki durumu "arsa halindedir" şeklinde rapor edilmiştir.

Moraviç Apartmanı II:294b.

Mordtmann, Andreas David (Baba) mad. V:489b, II:301b, 311b, 346b, VLT:27a.

Mordtmann, Andreas David (Oğul)

mad. V:490b. Mordtmann, Johannes Heinrich

V:489c.

Morgan, Helen VII:346b. Morhaim, İzi VII:402b. Mori,AngioloIL152b. Morigi, Edmondo III:17c.

Morkaya, Burhan Cahid IL288b, IV:448b.

Mortaş, Abidin II:449c.

Mortaş, Ali (1906, Trabzon -1970, İstanbul) Futbol antrenörü, atlet. Spor ha-

Mortraye, Aubry de

316


317

Mukayese Zahiresi

yatına istanbul'da başladı. 100 ve 200 m İstanbul şampiyonluklarını kazandı. 1940'ta İstanbul Spor Kulübü genç futbol takımını çalıştırmaya başladı. Ayrıca Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü antrenörü olarak pek çok futbolcu yetiştirdi.

Mortraye, Aubry de III:202a. Moryson, Fynes IILl49c.

Moshos, Ahilya (1884, Yanya - ?, ?) Hukukçu. Hukuk Mektebi'ni bitirdi. Hâkim ve serbest avukat olarak çalıştı. 9. dönem (1950-1954) İstanbul milletvekili olarak parlamentoda bulundu.

VI:368a.


Moskof Çalgısı II:32b. Motola, Bernard

ilgili madde:

Neve Şalom Sinagogu VI:67c Motraye, A. de la III:90a. Moulin Rouge VI: 150a.

Mour, Jean-Baptiste van bak. Van Mour, Jean-Baptiste

Mouroux, M. IV:320a. Moustier, A. de III:330a. Mozaik mad. V:491a, I:449b, 453b. ilgili madde: Mozaik Müzesi V:491c

Mozaik Müzesi mad. V:491c, 491b, VII: 56a, 65a.

İlgili madde: Büyük Saray II:346b Mozaik V:491a Mövenpick Oteli VI:180b.



Muabbir Hasan Efendi Tekkesi Fatih II-çesi'nin, Osmanlı döneminde "Eskiali-paşa" veya "Cumartesipazarı" olarak anılan mevkiinde bulunmaktaydı. Yeri ve inşa tarihi tespit edilemeyen bu tekke, büyük bir ihtimalle 17. yy'ın ikinci yarısında, Nakşibendî tarikatına bağlı Hekim Çelebi Tekkesi'nin yedinci postnişini Kayserili Şeyh Muabbir Hasan Efendi (ö. 1690) tarafından kurulmuştur. Tekke listeleri içinde yalnızca Âsitâne'de (1840) Halvetîliğe bağlı olarak gösterilmekte ve yerinin arsa durumunda olduğu belirtilmektedir. 19. yy'ın ikinci yansında, yine Nakşibendîliğe bağlı olarak ihya edildiği anlaşılan tekke günümüzde tamamen tarihe karışmış bulunmaktadır. Ayin günü Âsitâne'de pazartesi, Mecmua-i Te-kâyâ'da ise perşembe olarak verilmiştir. Şeyhlerinden ancak Saliha Sultan'ın (ö. 1843) düğününe (1834) davetli olan Seyyid Mehmed Eşref Efendi ile Mecmua-i Tekâyâ'du kayıtlı Şeyh Ba-haeddin Efendi'nin adları tespit edilebilmektedir.

Mualla, Fikret bak. Saygı, Fikret Mualla Mualla Mukadder IV:507b.

Muallim Cevdet bak. İnançalp, Mehmet Cevdet

Muallimhane-i Nüvvab FV:95a.

Muallimler Mecmuası Aylık meslek dergisi. 22 Eylül 1922-9 Mayıs 1935 tarihleri arasında İstanbul Muallimler Birliği tarafından yayımlandı.

Muamma Asmak Âşıkların uğrak yeri olan kahvehanelerde, yeni gelen âşığın bir muamma yazarak kahvehanenin görülen bir yerine asması. Çözümü kapalı bir zarf içinde kahvecinin çekmecesinde saklanan muamma, belirlenen süre içinde çözülmediği takdirde düzenleyen tarafından manzum bir biçimde çözülürdü. Çözen biri bulunursa "saçı" da denilen toplanan para pay edilir, çözülmezse soran âşık tamamını hak ederdi. Muammanın bir başka âşık ya da söz meraklısı tarafından görülüp manzum bir biçimde açıklanmasına da "muamma indirmek" denilirdi.

Muammer Paşa (1812, Erzurum - 1875, İstanbul) Devlet adamı. Askeri görevlerin ardından vezir rütbesiyle çeşitli yerlerde valilik yaptı. Şûra-yı Devlet ve Muhacirin Komisyonu başkanlıklarında bulundu.

Muayede Resmi bak. Bayram Alayı

Muazzef Mutaf Hanı Üsküdar İlçesi'nde, İskele Meydam'ndaydı. "Han-ı Sebil" adıyla da anılan han 1940'ta yıktırılmıştır.

Muazzez Hanım Yalısı Üsküdar İlçesi'nde, Çengelköy'de, Çengelköy Çadde-si'ndedir. Art nouveau esintili, 20. yy yapısı yalı, güneyindeki merdiven kulesinden dolayı Fenerli Yalı diye de anılır. Bahçesinde mermer fıskiyeli bir havuz ve selsebil vardır.

Muazzez Yusuf IV:346b.

Mudanya Araba Vapuru Şehir Hatları İşletmesi araba vapuru. 1940'ta, İngiltere, Newcastle'de Swan Hunter & Wigram Richardson tezgâhlarında çıkarma gemisi olarak yapıldı. 691 grostonluktu. Uzunluğu 57,2 m, genişliği 12,2 m, sukesimi 3,3 m kadardı. 700 beygirgücünde tripil buhar makinesi vardı. Tek uskurluydu. Saatte 9 mil kadar hız yapıyordu. II. Dünya Savaşı sırasında, Müttefiklerin Sicilya çıkarmasında hizmet gören bu tekne yardım faslından Türkiye'ye verilince araba vapuru olarak kullanılmaya başlandı. Başında ve kıçında birer kapağı olan, baş tarafı yuvarlak, sağlam bir tekneydi. Yazları 140, kışları da 70 yolcu alabiliyordu. Uzun bir süre Çanakkale-Eceabat arasında da çalıştırıldıktan sonra Temmuz 1986'da satıldı.

Muhabbet Dili Kadın erkek ilişkilerinin ve anlaşmalarının çok güç, hattâ imkansız olduğu eski dönemde icat edilmiş anlaşma, randevulaşma, sevişme usulüydü. Bu işaret dilinin, işmar, parola, sözleşme gibi teknikleri vardı. Arabada, kayıkta veya yaya iken, akşam ve gece piyasalarında, kaldırımdan kaldırıma, uzaktan veya omuz sür-

tecek kadar yakından, muhabbet dili farklıydı. Paça düzeltmek, potin bağı bağlamak, öksürmek, kibrit, çakmak çakmak, kuvvetli ayak vurmak, elde mendil veya kâğıt bulundurmak, muhabbet dilince ifadelerdi. Kadınlar ise yaşmak tutuşları, peçeleri, hattâ saç topuzu ile her şeyi anlatabilirlerdi. Örneğin bir kadın yüzü gözü kapalı hizmetçi havasında yürüyüşle "beni takip et!" mesajını verebilir; yaşmak altındaki tarağının sağda veya solda oluşu ile kaynanasına ya da annesine ziyarete gittiğini; zülfünü taranmamış bırakarak "gece boyunca aşkından uyuya-madığım" anlatır, sağ gözünü kırparsa dalga geçtiğini, sol gözünü bir kez kırparsa saat birde, iki kırparsa ikide bekleyeceğini, feracesinin eteğini öne doğru tutarsa adım adım izlenmesini, şemsiyesini eğerse gücendiğini, yüzünü büsbütün kaparsa çok kırıldığını anlatmış olurdu. Erkeklerin, fes düzeltmeleri, bıyık burmaları, göz süzmeleri, iç çekmeleri, düğme çözmeleri, çiçek, mektup atmaları da muhabbet dilinin başlıca işaretlerindendi.



Muhacirin-i İslamiye 19. yy'ın başından itibaren Balkan ve Rumeli topraklarının hızla yitirilmesi sürecinde bu bölgelerde yaşayan Türk ve Müslüman nüfus İstanbul'a, oradan da Anadolu' ya göçmeye başladı. Bunlara muha-cirin-i İslamiye deniyordu. Bu süreç 20. yy'ın başında Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı yıllarına değin aralıklarla yaşandı. Göçler yerleşim, nüfus artışı, iaşe ve barındırma, salgın vb sorunlar bakımından en çok İstanbul'u etkiledi. Başkentte yeni göçmen mahalleleri, göçmen köyleri kurulurken göçmenlere yardım amaçlı resmi ve özel kurum ve kuruluşlar da yardım kampanyaları başlattılar.

Muhacirköy VII: 500a.

Muhafaza-ı Abidat Encümeni I:324b.

Muhafaza-i Asâr-ı Atika Encümeni

V:170a.


Muhakkak IV: 16c. Muhallebiciler mad. V:492a.

Muhamat Aylık meslek dergisi. 1909-1924 arasında Dersaadet Barosu tarafından yayımlandı.



Muhammed IIL4c.

Muhammed Âşir Efendi (Şeyh) IV:209c.



Muhammed Bahaeddüı Erzincanî

II:398b, III:533c.

Muhammed Bakibillah (ö. 1603) VI:32b. Muhammed bin Sadeddin (ö. löll) VI:391c.

Muhammed Cerrahî (ö. 1721, Şeyh

Seyyid) VI:97a. Muhammed el-Ensarî V:492c.



Muhammed el-Ensarî Türbesi mad.

V:493c, VI:406a. Muhammed Fazlî Efendi (ö. 1898)

VI:327a.

Muhammed İhlasî (Şeyh) IV:490c. Muhammed Masum (ö. 1668) VL32b.

Muhammed Nur (ö. 1887) I:17c, 44b, V:386a, VI:328b.

Muhammed Nur Halveti (ö. 1313, Şeyh) III:533b.

Muhammed Parsa (ö. 1419) VL32a. Muhammed Tahir Tebrizî III:259b.

Muhammed Tevflk Bosnavî (ö. 1866) bak. Mehmed Tevfik Bosnavî

Muhammed Zafir Efendi (ö. 1904)

III:196c, VII:140c. ilgili madde: Ertuğrul Tekkesi III:196b

Muharrem (Sultanhamamlı, meczup) V:319c.

Muharrem Âdetleri mad. V:493c. İlgili maddeler: Aşure I:372c İranlılar IV: 191c

Muharrem Kararnamesi Osmanlı Dev leti'nin 19. yy'ın ikinci yarısından başlayarak iç ve dış borçlanmaya gitmesi; 1881'e gelindiğinde faizleriyle birlikte ödenmesi olanaksız bir borç yükünün doğmasına neden olmuştu. "Rüsum-ı sitte" denen altı tür vergi gelirlerinin toplanabildiği oranda alacaklılara devredilmesi sağlıklı bir sistem olarak işletilmediğinden Osmanlı hükümeti Muharrem 1299/Kasım 1881' de bir kararname yayımlayarak merkezi İstanbul'da olmak üzere Düyun-ı Umumiye'nin kurulmasını ve rüsum-ı sittenin, yabancı ve yerli alacaklı bankaların yöneteceği bu yeni örgüt tarafından doğrudan tahsil edilmesi koşulunu kabul etti.

Muharrem Nuri Birgi Yalısı mad. V:494a.

Muharrir Aylık edebiyat, sanayi, tarih, coğrafya ve seyahat mecmuası. 1877-1880 arasında Ebüzziya Tevfik tarafından yayımlandı.

Muhayyeş, Ferit VI:240a.

Muhayyeş, Misbah III:221a, VI:240a.

Muhbir Haftalık dergi. 2 Ocak 1867-31 Ağustos 1868 tarihleri arasında Ali Su-avi tarafından yayımlandı.

I:202a, II:69c, 70a.



Muhiddin Çelebi Camii bak. Çukurcu-ma Camii

Muhiddin Hüsnü IV: 173a. Muhiddin Karamanî (Şeyh) III: 123a.

Muhiddin Mehmed (Hekimbaşı) IV:42a.

Muhiddin Mehmed Efendi

ilgili madde:

Çukurcuma Camii IL539a Muhlis Mustafa (ö. 1738) III:66c.

Muhlis Sabahattin bak. Ezgi, Muhlis Sabahattin

Muhsin Çelebi IL331c.

Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu III: 196a, 550b.

Muhsin Ertuğrul ve Arkadaşları

Topluluğu III:195b.IV:443b, V:488c.

Muhsin Kitabevi V29a.

Muhsine Hatun Mahallesi Eminönü İlçesi'nde yer alır. Nişanca, Saraç İshak, Mimar Hayrettin, Şehsuvar Bey mahalleleri ve Marmara Denizi'yle çevrilidir. Nüfusu (1990) 4.448'dir.

Muhsine Hatun Mescidi ve Tekkesi

i. V:495a.



Muhsinzadeler 18. ve 19- yy'larda, vali, serasker, vezir ve sadrazam bireyleriyle tanınan aile. Halepli Muhsin Çe-lebi'nin (ö. 1670) oğlu olan Muhsinza-de Hacı Mehmed Paşa (ö. 1705) Cidde beylerbeyiydi. Oğlu Muhsinzade Abdullah Paşa başdefterdarlık, darphane eminliği, sadaret kethüdalığı, nişancılık, yeniçeri ağalığı ile Mora, İne-bahtı, Selanik, Bosna, Rumeli, Ben-der muhafızlığı gibi önemli görevlerde bulundu. İstanbul'da Bahçekapı'da sarayı vardı. Oğlu Muhsinzade Mehmed Paşa (ö. 1774) Rumeli'de ve Anadolu'da valiliklerde bulunduktan sonra 1665-1668 ve 1771-1774 arasında iki kez sadrazamlık yaptı. III. Ahmed'in kızı Esma Sultanla (ö. 1788) evliydi. Aile, kızları Zeyneb Hanım Sultan'ın Mehmed Said Bey'le evliliğinden sürmüştür.

Muhsinzadeler Yahşi V:131b.

Muhtar Efendi (ö. 1888, Şeyh) VL331b, 492c.

Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi

I:504b. Muhtarlık mad. V:495c.

Muhtelit Ticaret Mahkemesi Yabancı tüccarlarla Türkler arasında doğan ticari nitelikli davalara bakan yargı kurulu. 1840'ta kuruldu. Osmanlı hükümetince atanan bir reis ile iki, ayrıca davada taraf kişinin uyruğu olduğu devletin İstanbul'daki elçiliğinden gönderilen iki olmak üzere dört azası vardı. Sonraki yıllarda başka vilayetlerde de benzeri mahkemeler kurulunca İstan-bul'dakine "Birinci Meclis-i Ticaret" de denilmiştir.

Muhterem Efendi I:91b.

Muhtesip Çardağı IV:l44a.

Muhtesip İskelesi IV:117b.

Muhtesip İskender Mahallesi Fatih İlçesi'nde yer alır. Keçeci Karabaş, Derviş Ali, Beyceğiz, Koca Dede, Şeyh Resmi, Hoca Üveyz ve Mimar Sinan mahelleleriyle çevrilidir. Nüfusu (1990) 7.701'dir.

Muhyi Efendi Tekkesi bak. Mehmed Şemseddin Efendi Tekkesi

Muhyiddin (Şeyh Bezcizade) III:563a. Muhyiddin Efendi IV:8a. Muhyiddin Efendi (ö. 1548, Fenarîza-

de) II:310b, V:335a, VTI:322a. ilgili madde:

Fenarîzadeler III:278c Muhyiddin Mehmed (İzmitli) V:331b.



Muhyiddin-i Kocavî Medresesi Fatih İlçesi'nde, Haydar'da, Çibali Mescidi Sokağı'nda, "Karanlık Mescit" adıyla da anılan Şeyh Muhyiddin-i Kocavî Mescidi'nin yanındaydı. Dört tane ahşap odadan oluşan bu medrese, zaviyeden medrese haline getirilmiştir. Kuruluş tarihi 1655 olan yapıdan bugün hiçbir iz kalmamıştır.

Muhyieddin bin Alaeddin Ali (el-Ce-

malî) (?, ? -1550, Edirne ?) Tarih yazarı. Ünlü şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi'nin oğludur. İstanbul'da Murad Paşa ve Fatih medreselerinde ders okuttu. Osmanlı tarih yazıcılarının geleneğini izleyerek Tarih-iÂl-i Osman adlı bir eser yazdı.

Muhyieddin Efendi (ö. 1604) VII:121c. Muhyieddin Efendi (ö. 1898) VI:50c.

Muhyieddin Mehmed Efendi (ö. 1545, Bahaeddinzade) V:382c, VII:446a.

Muhyieddin Mehmed Efendi (ö. 1547, Çivizade)

ilgili madde: Çivizadeler II:524b



Muhyieddin Mehmed İskilibî (ö. 1514) I:171b, II:105b, V381c.

ilgili madde:

Yavsi Baba Tekkesi VII:445b Muhyieddin Üftade (ö. 1580) II:394b.

Muhzır Ağa Yeniçeri Ocağı subaylarından olup vezirazamın maiyetinde ve kol gezmelerinde görevli amirlerdendi. Divan-ı Hümayun ile Ağa Kapısı arasındaki ilişkileri de yürüten muhzır ağa kendi bölüğündeki yeniçerilerle Paşa Kapısı'nda güvenlik işlerine bakar, kola çıkan vezirazama eşlik eder, vezirazamın kararlarım uygulatırdı. Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da kaldırılmasından sonra muhzır ağa unvanı da yasaklandı ve tomruk ağalığı adıyla yeni bir görev öngörüldü. Tomruk ağalığına getirilenler, İstanbul'daki hapishanelerin genel güvenlik ve kontrol işlerinden sorumluydular. Şer'iye mahkemelerinde ise muhzırbaşı denen ve davacıların duruşmaya çıkarılmasını sağlayan görevliler vardı.

Mu'id Ahmed Efendi Medresesi mad. V:496b.

Muin-i Zafer Gemisi III:23a. Muk'ad Hızır Dede (ö. 1456) II:394b.

Mukayese Zahiresi İstanbul'un iaşe gereksinimi için kara ve deniz yoluyla sevk edilen her çeşit zahireye verilen ad. Bu adın verilmesindeki neden, her yılki gereksinimin ve bölgelerden talep edilecek zahirenin bir önceki yılın alımlarıyla oranlanarak istenmesin-dendi. Mukayese zahiresinin önemli bir bölümü, Tuna yalıları vali ve muta-

Mum Donanması

318


319 Musiki ve Sahne Sanatkârları

sarrıflarınca gemilerle sevk edilirdi. Bunun için ilgili yöneticilere "sene-i sabık mukayesesi tertibi üzere âsitâne-i saadete ecnas-ı zahire" göndermeleri için fermanlar yazılırdı. Bu yöntem Tanzimat'ın ilanından sonra kaldırıldı.



Mum Donanması İstanbul surları önündeki Osmanlı ordusunun fetihten önceki son gece düzenlediği gece şenliğidir. Hava karardıktan sonra "sur" (şenlik) ilan edilmiş büyük borular çalınarak mum donanması başlatılmıştır. Marmara kıyısından Halic'e kadar kara surları önünde, ayrıca Kasımpaşa ve Galata sırtlarında kandiller, büyük mumlar, çıralar, meşaleler, ateşler yakılarak istanbul'un çevresinde âdeta ateşten bir kuşak gerçekleştirilmiş, ateşin verdiği heyecanla ordu tekbir getirmeye başlamıştır. Bu ilginç moral gecesini anlatan Tâcizade "Ahşam olub felek ordusunda nücûm-ı münevvirden hezerân şem'-i ziyâ-küs-ter zuhur edicek Ordu-yı Hümayun'da dahi şenlikler ve şâdilikler suretin gös-terüb âmme-i leşger çadurları önünde firâvân semler yakub her kuşeden tehlil ü tekbîr avazı göklere direk direk oldu" der.

Mumculuk mad. V:497a.

Mumhane Sarayın matbah-ı âmire denilen mutfağında mum yapımı ile ilgili bölüm. "Şemhane" de denirdi. Şehirdeki mumhaneler, salhane denilen kesim yerlerinin hemen yanında kurulurlardı. Balmumu da İstanbul'a kervanlarla gelirdi. Ayrıca İstanbul'da kasap-larca kesilen hayvanların yağlarının mumlıanelere verilmesi kadılara hük-medilmişti. Kaynaklar, Galata semtinde bir mumhane ve bu adla anılan bir cadde ile ayrıca Üsküdar'da, III. Selim' in annesinin yaptırdığı bir şemhane olduğunu belirtmektedirler.

İlgili madde: Mumculuk V:497a



Mungan, Murathan II:449a.

Murad I I:270a, II:330c, IV:444b, V:138c.



Murad II II:24c, 389b, 456a, III:307a, V:327c, VII:566a.

Murad m mad. V:498a, I:6lc, 417a, 44la, II:15c, 383b, 394c, III:237b, 300c, 301c, IV:105c, 332a, 387a, V:333c, VI:95c, 132b, 157c, 398a, 472c, 504a, Vtl:404c.

İlgili madde:



Murad III Türbesi V:503c Murad m Köşkü VI:487b İlgili madde:

Topkapı Sarayı VII:280c



Murad m Türbesi mad. V:503c, VI:487b, VII:156c.

Murad m Yatak Odası VII:287a.

Murad IV mad. V:504a, I:7a, llc, 13b, 27a, 63a, 71a, 121a, 128b, 3öOc, 387a, 435c, 436a, 442b, 506c, II:89b,

91a, 114a, 201a, 206c, 338a, 394c, 422c, III:235a, IV: 120a, 132c, 387a, 496c, V:96c, 97a, 525b, 543a, VI:62a. 454b, VII:58c, 207c, 229c, 230c, 265a, 518c.

ilgili maddeler: Bağdat Köşkü I:531c Revan Köşkü VI:319c

Murad V mad. V:510a, I:38b, 47b, II:501c, 502a, 505a, IV:132c, 465b, V:280b, 307c, 531c, VI: 12a, 313b, VII:517c.

Murad V Köşkleri Kadıköy İlçesi'nde, Kurbağlıdere'de, V. Murad Çiftliği'nde, büyük ve küçük olarak anılan iki köşk bulunmaktaydı. Köşklerin her ikisi de 19. yy'ın ikinci yarısına tarihlendiril-mektedir. Büyük köşk olarak anılan yapı Kayışdağı yolundaydı. Köşkte, orta sofanın iki yanında ikişer sütunla ayrılmış birer merdiven sofası yer alıyordu. Diğer iki yanda da birer eyvan vardı. Köşelerde hem eyvandan, hem de merdiven sofasından girişleri bulunan köşe odaları bulunuyordu. Tek katlı küçük köşk "Çiftlik Köşkü" olarak da anılır. Bahçeye bakan, üç tarafı pencereli büyük bir divanhanesi vardı. Yapıya giriş büyük selamlığın olduğu taraftaydı. Son derece yalın bir mimariye sahip olan yapıyı S. H. El-dem ampir üslubunun bir örneği olarak değerlendirmektedir. Cephe düzenlenmesi yalın ve ahenkliydi.

Murad V Türbesi bak. Yeni Cami Külliyesi

Murad Ağa (Kara) V:340a.

Murad bin Hayreddin (Mimar) I:190c, III:360b.

Murad Buharı (ö. 1720) mad. V:513b, I:13c, 28a, 44b, V:384b, 564a, VI:34c.

ilgili madde-. Murad Buharî Tekkesi V:5l4a



Murad Buharî Tekkesi mad. V:514a, I:44a, III:248b, V:513c, 564a, VI:84b.

Murad Efendi (Kutbü'l Ulemai'l-Ârifin) V:336c.

Murad Halife II: 27a.

Murad Molla Tekkesi ve Kütüphanesi

mad. V:5l6c, I:38a, IL244b, IV:7a, V513c.



Murad Paşa (Kaptan-ı Derya) IV: 187a.

Murad Paşa (Has) (?, ? - 1474, ?) Vezir. Rumeli beylerbeyliği sırasında Akko-yunlu Hükümdarı Uzun Hasan'a karşı açılan sefere katıldı. Öncü kuvvetlerin komutanı olarak Fırat Irmağı'nı geçerken pusuya düşürülüp öldürüldü. Aksaray semtinde yaptırdığı kül-liyesiyle tanınır.

V329a. ilgili madde: Murad Paşa Külliyesi V:518a

Murad Paşa (Kuyucu) (?, ? - 1611, Diyarbakır) Sadrazam. Çeşitli yerlerde bey-

lerbeyliği yaptıktan sonra 1605'te dördüncü vezirliğe, 1606'da da sadrazamlığa getirildi. Anadolu'da Celali ayaklanmalarını bastırdı ve büyük ölçüde düzeni sağladı. 1610'da çıktığı İran seferinde Tebriz yakınlarına kadar ilerledi. Kışı geçirmek için çekildiği Diyarbakır'da barış görüşmelerini yürütürken öldü. Lakabı, öldürttüğü Celalile-ri çukurlara attırmasından gelir.

ilgili madde:

Kuyucu Murad Paşa Külliyesi Vl42b



Murad Paşa (Kara) (?, ? - 1655, Hama) Sadrazam. Yeniçeri ağası olarak.sipahi ayaklanmasını bastırdıktan sonra 1649' da sadrazamlığa getirildi. Ertesi yıl bu görevden çekilerek kendi isteğiyle Bu-din beylerbeyliğine atandı. Kaptan-ı deıya olarak Iö54'te Venedik donanmasını yendi. Bir yeniçeri ayaklanması sonunda l655'te yeniden sadrazam oldu. İç sorunlar karşısında hacca gitme bahanesiyle bu görevi bıraktı.

III:453a, IV:489a, V98a, 34lc. Murad Paşa Camii 111:41 la ilgili madde: Murad Paşa Külliyesi V:518a

Murad Paşa Hanı Eminönü İlçesi'nde, Beyazıt'ta, Bakırcılar Çarşısı civarında bulunmaktaydı. 15. yy'da Vezir Murad Paşa tarafından yaptırılmış olan binadan bugün hiçbir iz kalmamıştır.

Murad Paşa Külliyesi mad. V:518a, I:l62c, 164a, IL3l4c, V:l67a.

nli madde:

Şirmerd Çavuş Türbesi VIL184a

Murad Reis Camii Üsküdar İlçesi'nde, Pazarbaşı'nda, adını taşıyan mahallede, Tahtırevana ve Çinili Mescit sokaklarının başlangıcı arasındadır. Banisi, 1012/1603'te Rodos'ta ölen Murad Reis'tir. Caminin ilk yapılışı 1579'dur. 1935'te çıkarılan 2845 sayılı kanunla hizmet dışı kalmış, 1973'te yeniden yapılmıştır. Bugünkü cami iki katlı olup, kiremit kaplı çatıyla örtülüdür. Kuzey cephesindeki bir açıklıkla yapıya girilir. Harim kare planlı, düz tavanla örtülüdür. Kadınlar mahfili balkon çıkması şeklinde olup, iki payeyle taşınır. Mihrap ve sağındaki minber mermerdendir. Her cephede altlı üstlü ikişer tane olmak üzere on altı pencere bulunan yapıda tepe pencereleri renkli camlarla yapılmış alçı vitraylara sahiptir. Doğu cephesine bitişik kare kesitli mermer kaide üzerinde, betonarme silindir gövdeli minaresi vardır.

Muradiye Camii mad. V:519b, VII:257a.


Yüklə 13,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   162




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin