D. BİREYSEL FARKLILIKLARI İNCELEME YAKLAŞIMLARI
Kişiler birbirini ayırıcı özellikleriyle birbirinden farklılaştığı gibi kişilerdeki ayrıcı özellikler farklı düzeylerde olabilir. Örneğin bir kişi çizimde çok başarılı, anlatımı orta düzeyde ve spor etkinliklerindeki başarısı yetersiz olabilir. Bu örnekler çeşitlendirilebilir. Kişilerin devimsel, dil, problem çözme, zihinsel süreçler, duygular, öğrenme özellikleri birbirinden farklı olur. Ayrıca belirtilen bu özellikler her kişide aynı şekilde gelişmez ve diğer kişilerden farklılaşır. İnsanda bulunan değişmez özelliklerin ve bu özelliklerin değişik düzeylerde bulunabileceğinin belirlenmesiyle, sistemli olarak bireylerarası farklılıklardan ve birey içindeki farklılıklardan söz etmek mümkündür.
Engelli çocuklara özel eğitim hizmetlerinin gelişerek sağlanmasının temelinde özellikle tanılama, eğitim ortamlarına yerleştirme ve eğitim ortamlarındaki hizmetlerin düzenlenmesi farklılıkların ölçülmesi, bireysel farklılık, bireylerarası farklılık ve bireyin kendi içindeki farklılıkların ölçülmesinin doğrudan etkisi olmuştur.
Bireysel farklılık insanın değişmez özelliklerinden sadece birini dikkate alarak kişinin bir özelliğiyle diğerinden farklı olduğunu belirtmedir. Çocuklar yaşlarına göre sınıflara yerleştirildiğinde değişmez bir özellik olan yaşa göre sınıflama yapıldığından, bireysel farklılıklar dikkate alınarak yerleştirilmiş olurlar. Çocukları yaşlarına göre sınıflara yerleştirerek gruplamanın onların diğer özelliklerine göre de benzer kümeler oluşturmayacağını uzun yıllardan beri eğitimde bilinir.
Engelli çocukların yetersizliklerine göre sınıflamasında bireysel farklılıklar kavramından yararlanılmıştır. Özel gereksinimli çocuk, insanların değişmez özelliklerinden sadece biri, etkilendiği yetersizlik dikkate alınarak ortalama çocuktan farklılığı belirlenen çocuktur. Önceleri bireysel farklılık kavramı çocukların yetersizliklerine göre sınıflanmalarına ve yetersizliğe göre eğitim hizmetlerinin düzenlenmesine hizmet etmiştir. Örneğin görme engelli bireyler için eğitim hizmetleri görme engelliler okullarında verilmektedir. Özel eğitimdeki yetersizliğe göre yapılan geleneksel sınıflamaların esin kaynağı bireysel farklılık kavramıdır.
Bireyler arası farklılık kavramı ise bir çocuğun diğer çocuklardan birden fazla değişmez özelliğinin farklı olduğunu belirtir. Bireyler arası farklılık kavramı, kişilerin birden fazla özelliklerinin ölçüldüğü ölçü araçlarının geliştirilip uygulanmasına bağlı olarak gelişen kavramdır. Böylece çocukları tek bir özelliğiyle ölçmek yerine pek çok özelliğiyle ölçmeye hizmet eden değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesine de hizmet etmiştir. Bireyler arası farklılığı ölçebilmek için, çocukların gelişim alanları, zihinsel performanslarını ve farklı alanlardaki çoklu becerilerini ölçmek için ölçü araçları hazırlanmıştır. Kişilerin birden fazla özelliğine göre farklılıklarının ölçülmesi tanılama, yerleştirme ve özel eğitim hizmetlerini etkilemiştir.
Bireyin kendi içindeki farklılığı, çocuğun kendi içindeki yeterliliklerini ölçerek ve ölçülen beceri ve yeteneklerini kendi aralarında karşılaştırarak betimlemedir. Örneğin kısa kavramında kavram, renk kavramında eşleme, model olunduğunda kalemi tutar ve 1‘den 10’a kadar sayar şeklinde çocuğun kendi içindeki yeterliliklerinin belirlenmesi, bireyin akademik alanlarındaki düzeylerini ölçmenin sonucudur. Kişiye ortalama performansına göre değil, her bir alanda yapabildiklerine göre öğretim düzenlemelerine yer verme düşüncesiyle bireyselleştirilmiş eğitim planları geliştirilmiştir.
Bireysel, Bireylerarası ve Bireyin Kendi İçindeki Farklılıkları ve Yetersizlikten Etkilenmiş Çocuk
Yetersizlikten etkilenmiş çocuk akranlarından bir değişmez özelliğiyle yani yetersizlik durumuyla farklılığı olan çocuktur. Bireysel farklılık kavramı dikkate alındığında yetersizlikten etkilenmiş çocuk akranlarından sadece yetersizliğiyle farklı görülür. Bireysel farklılık kavramı çocukları sınıflamak ve yetenek kümeleriyle ya da özel sınıflara yerleşmek için kullanılır. Bireyler arası farklılıklar ise aynı sınıfta yer alan çocukları, özelliklerine göre kümelemek için kullanılır. Diğer yandan bireyin kendi içindeki farklılıkları kavramı diğer çocuklarla karşılaştırılamadan, bir çocuğun yeterlilikleri ve yetersizlikleriyle uyumlu olacak şekilde öğretim ve programının düzenlenmesi için kullanılır. Örneğin çocuğun konuşurken belirli sesleri anlaşılır şekilde çıkartamıyor olması onun bireysel farklılığıdır. Aynı sınıf ortamında öğrencilerin hafif, sınır ve normal zekâya sahip olmaları bireyler arası farklılığıdır. Bireyin kendi içindeki farklılığını ise şu şekilde örnekleyebiliriz; Normal gelişim gösteren matematikte başarılı bir çocuk, okuma yazmada güçlük çekmektedir.
Farklı Davranışları Açıklama ve Değiştirme Yaklaşımları
Günümüzde bireysel farklılıklar ve farklı davranışı anlamak ve kontrol etmek için yaklaşımlardan yararlanılır. Farklılıkları açıklama, farklılıkların yaratmış olduğu sınırlılıkların üstesinden gelmek için izlenecek sağaltım çalışmaları benimsenen yaklaşımlara göre değişir. Bunlar psikodinamik, biyofiziksel, davranışçı ve sosyolojik yaklaşımdır. Davranışçı kuram, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin eğitiminde benimsenen bir yöntemdir.
Psikodinamik Yaklaşım
Psikodinamik yaklaşım insanın davranışlarını ve davranış farklılıklarını içsel ve ruhsal oluşumlara dayandırarak açıklar. Freud’un psikoanalitik kuramı da bu davranışları açıklama ve anormal davranışların sağaltımında yaygın olarak kullanılmakta ve kabul görmektedir. Bu kurama göre insanın davranışlarını anlamak için ancak bilinçaltı analizi yapılabilir. Bilinçaltının çözümlemesine sistemli olarak yaklaşan Freud, bilinçaltındaki iç tepkilerden kaynaklandığını ileri sürmüştür. Bedensel ve bilişsel etkinliklerin ve davranışların tamamen insanın davranışlarının belirleyicisi olarak gördüğü kişiliği birbiriyle bağlantılı ve sürekli etkileşim içinde olan id, ego ve süper egonun biçimlendirdiğini belirtmiştir. Kurama göre, kişilik bu üç ayrı bölümün karşılıklı olarak dinamik etkileşiminin ürünüdür.
İd: Kişiliğin temel sistemidir. İd kalıtımla gelen içsel dürtüleri içerir. İçsel dürtülerin, ego ve süper egonun enerji kaynağıdır. İçgüdüleri İçeren ruhsal enerji kaynağı olan haz ilkesine göre davranan benliğimiz. (kişiliğin biyolojik bölümü).
Ego: Varlığı organizmanın gerçek nesnel dünyayla alışverişe geçme gereksiniminden kaynaklanır. İdi denetleyen kişiliği gerçekçi yürütme organı. (kişiliğin psikoloji bölümü)
Egonun İşlevleri: Benlik enerjinin boşalması sırasında gösterilecek eylemleri yönetir.
-
Enerjinin boşaltılması için çevredeki hangi nesnelerle ilişki kuracağını seçer.
-
Hangi iç tiplerin ne biçimde doyuma ulaşacağına karar verir.
-
Üst ve alt benlikten gelen istekler için olumlu çözüm yolları bulur.
-
Kişinin ve neslin devamı için alt benliğin enerjisini yönlendirir
Süperego: Ahlaksal ülkü ya da bilinçtir. İçimizdeki yargıç, kusursuz olmaya çalışan egoyu denetleyen üst benliğimiz (kişiliğin ahlaki bölümü).
Süperegonun İşlevi: İdden gelen içsel tepkileri bastırmaktır.
Benliği gerçekçi amaçlar yerine törel amaçlara yöneltmeye ikna etmeye çalışır.Kusursuz olmaya çabalar.
Dostları ilə paylaş: |