A research on the application of participatory rural appraisal approach



Yüklə 1,23 Mb.
səhifə18/144
tarix07.01.2022
ölçüsü1,23 Mb.
#83309
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   144
Kurumsal Değişim

KKD gibi bir yaklaşımı bir projede kullanırken, politika oluşturma süreci veya belirli reformların uygulanması, arazide çalışacakları eğittikten sonra her şeyi oluruna bırakmaktan çok daha fazla şeylerin yapılmasını gerektirir. KKD yalnızca projelerin uygulanmasında değişiklikler anlamına gelmez, aynı zamanda kalkınma kararlarının alındığı, kaynakların tahsis edildiği ve politikaların oluşturulduğu süreçler ve kurallarda da değişiklikler anlamına gelir.

Köylerde veya fakir kent bölgelerinde yürütülen katılımcı planlamaları kolaylaştırmak için kaynakların yönlendirilmesi işin bir yönüdür. Kurumların içinde bulundukları ve uzun dönemde katılımcı yaklaşımların uygulanmasını güçleştiren, çoğunlukla katı hiyerarşik ve riskden kaçınan yönetim yapılarını sorgulamak ve değiştirmeye başlamak işin başka bir yönüdür. Eğer katılımcı yaklaşımlar sürdürülebilir bir etki yaratacaksa, arazide bunları uygulamak isteyen kuruluşlar (bunlar ne olursa olsun, örneğin sivil toplum kuruluşu, devlet kuruluşları veya destekleyici, finans sağlayan kurumlar) katılımın yeterince uygulanabilmesine izin verecek ölçüde kendi kuruluş sistemlerinin esnekleştirilebilmesi gereklidir. İş idaresi konusunda son literatür kalkınma kuruluşlarının katılımcı yaklaşımların kabul edilmesi için en iyi nasıl yönetileceği konusunda bazı açık görüşler sağlamaktadır. (Senge, 1994)

Katılımcı bir yaklaşımı başlatabilmek ve sürdürebilmek için sivil toplum kuruluşları yenilikçi yönetim biçimlerini uygulamaya başlamışlardır. Destek ve finans sağlayan kuruluşlar da katılımcı patlamasına karşı kendi durumlarını gözden geçirmeye başlamışlardır. Örneğin Alman GTZ kuruluşu (Alman Teknik İşbirliği Kuruluşu) katılımcı projelerin etkilerini ve gereksinimlerini incelemek için Almanya içinde ve diğer dış bölgelerde öğrenme grupları oluşturmuştur. Bu yeni anlayışta halk ve sosyal gruplar kalkınma etkinliklerinin nesneleri değil özneleridir. Katılımın ruhu, rasyoneli, hayatiyeti halkın kendi sorunlarını çözmek için motivasyona, potansiyele ve yaratıcılığa sahip olduğu ve hedeflerinde gerçekçi olduğuna inanmakta yatmaktadır.

Devletler de demokratikleşme yönündeki çabalarında, desantralizasyon politikalarının uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla KKD ve ilgili yöntemleri uygulamaktadırlar. Desantralizasyon artan sayıda ülkede politika öncelikleri arasındadır. Bu gelişim hız kazandıkça katılımcı yöntemlerin kullanımı da artacaktır. Yerel oteritelerin kendi organlarını ve işbirliği yapan kuruluşları (sivil toplum kuruluşları gibi) araştırma, planlama ve yönetim etkinliklerine artan bir şekilde katmaları beklenmektedir. Bolivya’da Nisan 1994’de yürürlüğe giren “halkın katılımı yasası” ülkenin en radikal desantralizasyon uygulamasıdır. Bu ülkede, ilçe ve belediyelerde katılımcı planlama süreçlerinde KKD gibi yaklaşımlar önem kazanmışlardır. Bu devlet için bir ölçek küçültme olduğu kadar, katılımcı yaklaşımlar için de ölçek büyütmedir ve devletten aşağı doğru ve tabandan yukarı katılımla ilgilenenler için ilginç bir buluşma noktasıdır.


Yüklə 1,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   144




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin