Kitabın Özgün Adı:
Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a.s)
(İmam Rıza (a.s)’dan Nakledilen Rivayetler Çeşmesi)
Çeviri ve tatbik: Heyet
Baskı: Kasım, 2001
Tüm Hakları Mahfuzdur
İsteme Adresi:
Ferec Yayınları
Zufuhrstr 20
90443 Nürnberg/Almanya
Tel: 0911-266690
Fax: 0911-265724
İMAM RIZA’dan HADİS PINARLARI
Şeyh Seduk Muhammed b. Ali İbn-i Babeveyh
(H. 305-381)
İsteme Adresi:
Ferec Yayınları
Zufuhrstr 20
90443 Nürnberg/Almanya
Tel: 0911-266690
Fax: 0911-265724
Muhakkık’ın Önsözü
Allah’ın Adıyla
Değerli okuyucular, elinizde bulunan kitap, Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a.s)1 kitabının Türkçe tercümesidir.
Bu değerli hadis kitabı Şia-i İmamiyye’nin birinci kaynak kitaplarından sayılmaktadır. Adından da anlaşıldığı üzere de bu kitapta sadece İmam Ali b. Musa er-Rıza (a.s)’dan nakledilen hadisler bir araya getirilmiştir.
Bazı Biyografistlerin “Şia’nın yüzsuyu” diye adlandırdığı Şeyh Saduk-i Kummi diye meşhur olan değerli muhaddis Muhammed b. Ali b. Babeveyh Kummi H.K. 4. Asrın ikinci yarısında bu kitabı kaleme almıştır.
Burada kitabın tercüme, tahkik ve baskısı hakkında bir şeyler demeden önce kısa da olsa bu büyük muhaddisin hayatıyla tanışmamız daha iyi olur düşüncesindeyiz.
Şeyh Saduk’un Ailesi
Şeyh Saduk Şia aleminin köklü, ilmi hanedanlarından biri olan İbn-i Babeveyh hanedanına mensuptur. Bu hanedandan büyük şahsiyetler ortaya çıkmıştır. Örneğin:
1-Şeyh Seduk’un babası olan ve Saduk-i Evvel diye bilinen Ali İbn-i Babeveyh Kummi, Kum şehrinin büyük alimlerinden olup ikiyüze yakın değerli ilmi eserler ortaya koymuş ve 294’den fazla senetlerde rivayet edilmiştir1. O Kum, Bağdat ve Kufe’de 35’den fazla büyük alimlerin nezdinde ilim tahsil etmiştir ki bu şahsiyetlerden bazısı bizzat İmam Hadi (a.s) ve İmam Hasan-i Askeri (a.s)’ın öğrencilerindendi.
2-Hüseyin b. Ali b. Babeveyh, Şeyh Saduk’un kardeşi
3-Hüseyin b. Hasan, Şeyh Seduk’un kız kardeşinin çocuğu
4-Hasan b. Hüseyin, Şems’ul-İslam Haska diye de bilinir ve Şeyh Tusi’nin öğrencisidir.
5-Şeyh Munteheb’ud-Din Razi, Şems’ul-İslam Haska’nın torunudur.
Doğumu ve Tahsili
Muhammed b. Babeveyh Kummi-Şeyh Saduk- H.K. 305 yılından sonra İmam-i Zaman (a.f.)’İn bereketli dua neticesinde dünyaya gelmiştir.2
Şeyh Saduk ilk önce Kum alimleri ve muhaddislerinin nezdinde hadis ve fıkıh ilminin temel eğitimini aldı. Daha sonra yaptığı bir çok yolculuklarda şii ve sünni bir çok fakih ve muhaddislerden ilim elde etti.
Kum’da babası Ahmet b. Ali b. İbrahim Kummi Muhammed b. Hasan b. Hüseyin b. İdris ve diğerlerinden ilim öğrendi. Gençlik yıllarında, diğer islam ülkelerindeki büyük alimlerin ilminden de istifade etmek için bir çok yolculuklara çıktı.
Yolculukları
Şeyh Saduk’un içinde bulunduğu şartlar çerçevesinde yapmış olduğu yolculukları da gerçekten de çok ilginçtir. Şeyh Saduk Kum’dan; Meşhed, Belh, Buhara, Merv, bu yol üzerindeki şehirler, Bağdat, Kufe, Mekke, Medine, Hamedan, Serkand, Serkaz’a kadar bir çok beldeleri gezmiştir.
H.K. 347 yılında Rey şehrinde İbn-i Cerrade’den; H.K. 352 yılında Nişabur’da Ebu Ali Hüseyin Beyhaki’den ve aynı yıl Merv şehrinde Mervrudi’den ve Ebu Yusuf Rafi’den hadis öğrenmiştir.
354 yılında Kufe’de Sekuni-i Kufi ve Ebu Zer Bezzaz’dan; Mekke ve Medine arasındaki fid kasabasında da İbn-i Cafer Beyhaki’den ilim öğrenmiştir. 355 yılında Hamedan’da bulunmuş ve 367 yılında da yeniden Meşhed’e gidip Ebul Berakat’a hadis imla etmiştir/ders vermiştir. Aynı yıl Maveraunnehir ve Belh şehirlerine de yolculuk etmiştir. Ogünlerde İlak’ta Ebu Abdillah Nimet’in isteği üzere “Men-la Yehzuruh’ul- Fakih” kitabını telif etmiştir. Şeyh Saduk’un eserleri, kendine sorulan sorular ve verdiği cevaplardan da anlaşıldığı üzere Mısır, Vasıt, Bağdat, Hamedan, Nişabur, Medayin, Basra, Kufe ve Kazvin’de bir çok kimse ilminden istifade etmiştir.
Hadis Öğretimi ve Tartışmaları
Şeyh Saduk’un eğitim ve ilmi tartışmaları hususunda da ilginç konular göze çarpmaktadır.
Şeyh Saduk Meşhed’de Salı ve Cuma günleri hadis dersi veriyordu. Burada imla ettiği (ders verdiği) hadisler “Emali” veya “Mecalis” adıyla basılmıştır. Bu dersler H.K.22. Recep Cuma 367 yılında başlamış H.K. 19.Şaban 368’de de sona ermiştir.
Şeyh Saduk “İmamet”, “İmamın Gaybeti” ve “Hz. Mehdi (a.f)’in ömrü” hakkında da farklı mezheplerin mütekellimleriyle bir çok tartışmalar gerçekleştirmiştir ki; merhum Şuşteri bu ilmi tartışmaları “Mecalis’ul Müminin” adlı kitapta bir araya getirmiştir. Bu tartışmaların en önemlisi Rey Şehrinde ve Al-i Buye sultanlarından Ruknud’devle’nin huzurunda gerçekleşmiştir.
Şeyh Saduk bu ilmi tartışmaların birinde kendisine, “Neden İmamiye taifesi hiçbir eksiltme ve artış olmaksızın sadece on iki İmam’ın imametine inanmaktadır?” diye sorulunca şöyle cevap vermiştir:
“İmamet de ilahi farizelerinden biridir. Her farize ise belli bir sayı ile sınırlandırılmıştır. Örneğin gece gündüz olmak üzere sadece on yedi rekaat namaz farz kılınmıştır... Bu esas üzere imamların sayısı da on iki ile sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla namaz rekaatlarının neden az veya çok olmadığı sorulamayacağı gibi Peygamber (s.a.a)’in halifelerinin neden on iki kişi olduğu hususu da sorulamaz. Hakeza Allah-u Teala Kur’an’ı Kerim’de namazın reakatlarının sayısını belirtmediği gibi, imamların sayısını da belirtmemiştir. Sadece ulul’emre (emir sahiplerine) itaati emretmiştir. Peygamber Ekrem (s.a.a) imamların sayısını beyan etmiştir.
Başkalarının gözünde Şeyh Saduk
Ali b. Babeveyh Saduk -Baba- ve Muhammed b. Babeveyh Saduk -Oğul- her ikisi de “İbn-i Babeveyh ve Saduk” diye ün salmışlardır. Fıkıh ve hadis kitaplarında ise “Sedukeyn” diye tanınmaktadırlar.
Ama hem “İbn-i Babeveyh” ve hem de “Saduk” lakapları mutlak ve kayıtsız kullanıldığı takdirde Muhammed b. Babeveyh’in –oğlunun- lakabıdır.
Velhasıl büyük ilmi şahsiyetler de Merhum Şeyh Saduk’u çok övmüşlerdir.
Bir vasıta ile Şeyh Saduk’un öğrencisi olan Şeyh Tusi1 Rical adlı kitabında şöyle yazmaktadır: “Şeyh Saduk çok değerli ve büyük bir şahsiyetti. Çok sayıda hadisleri ezberlemişti. 300’e yakın ilmi eser kaleme almıştır.
İbn-i İdris “Serair” adlı kitabında onu “hadis uzmanı, eleştirmen, rical alimi, büyük hadis hafızı” gibi kelimeler ile övmektedir.
İbn-i Şehraşub onu “Kumlu savaşçı”, Neccaşi ve Allame Hilli onu “Şianın yüzsuyu” ve Allame Behr’ul-Ulum onu “Şeriatın sütunu, Sadık ve Muhaddislerin reisi” diye adlandırmışlardır.
Şeyh Saduk’un Rey’de İkameti
Merhum Şeyh Saduk şöhretinin en üst noktasında olduğu H.K. 347 yılında Rük’ud-Devle Deylemi’nin -Al-i Buye sultanlarından biri- daveti üzere hükümetinin başkenti yani “Rey şehri”ne hicret etti ve o zamandan ta vefatına kadar asıl sükunet mahalli “Rey şehri” oldu.
Vefat
Şeyh Saduk yetmiş küsür yıl iftihar dolu yaşamı, uzun ve mükerrer seferleri ve üçyüz cilde yakın değerli kitapları yazdıktan sonra H.K. 381 yılında, Rey şehrinde dünyaya gözünü yumdu ve kabri hala “Rey” şehrinde “İbn-i Babeveyh” adı ile meşhurdur.
Şeyh Seduk’un Telifatı (eserleri)
Önceki sayfalarda işaret edildiği gibi, Merhum Şeyh Saduk 300 cilde yakın kitap yazmıştır, Merhum Neccaşi Rical kıtabında onun 189 kitabının adını kayd etmiştir.
Bu cümleden onun telifatı şunlardır:
1-Men la Yehzuruh’ul-Fakih1
2-Kemal’ud-Din ve Temam’un-Ni’met
3-Emali2
4-Sıfat’uş-Şia
5-el-Hisal
6-İlel’uş-Şerayi
7-Tevhid
8-Uyun-u Ahbar
9-Mean’il-Ahbar
10-Velayet-i Ali (a.s)
11-Marifet
12-Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a.s) (Elinizdeki kitap)
Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a.s) kitabı
Uyun kitabı Merhum Şeyh Saduk’un 69 Bab halinde kaleme aldığı iki Cildlik hadis kitabıdır. Birinci cildi 30 bab olup 348 hadisten oluşmaktadır. İkinci cildi ise 39 Bab olup 604 hadisten oluşmaktadır.
Birkaç Hatırlatma
1-Şeyh Saduk’un bu kitabı yazmaktan maksadı sadece İmam Rıza (a.s)’dan nakledilen hadis ve rivayetleri bir araya getirmek idi. Dolayısıyla sadece sahih rivayetleri bir araya toplamak istememiştir. Maksadı sadece ilgili hadisleri nakletmek olmuştur. Muteber hadis olup olmadığına fazla dikkat etmemiştir. Siz değerli okuyucular kitabı okurken bizzat Şeyh Saduk’un kendisinin zayıf kabul ettiği rivayetleri de naklettiğini göreceksiniz. Ayrıca kitabın muhakkıkı da gerekli yerlerde bu gibi hususlara işaret etmiştir.
2-Hadis ravileri daha çok Peygamber (s.a.a) ve tahir imamlar (a.s)’ın hadislerini olduğu gibi nakletmeye çalışmışlardır. Şüphesiz ki bir çok hadis ilk günkü sıhhat ve doğruluğu ile bizlere ulaşmamıştır. Dolayısıyla bir takım uydurma hadislerde mevcuttur ve kitaplarda yer almıştır. Hakeza ravilerin unutkanlığı, beyan tarzı, yazı üslubu, yanlış duyma, yanlış okuma ve nüsha almadaki yanlışlıklar gibi sebeplerden dolayı bazı hadisler tümüyle sahih bir şekilde bizlere ulaşmamıştır.
Ama herkes kendi isteği ve düşünceleri esasınca, varolan hadisler eleştirme ve reddetme hakkına da sahip değildir. Bu önemli görev hadis uzmanlarının ve İslam bilginlerinin işidir. Bu önemli görevi büyük fakihler ve alimler üstlenmeli ve konuyla ilgili görüş belirtmelidirler.
3-Kur’an’ı Kerim de muhklem ve müteşabih, mutlak ve mukayyet; genel ve özel... Ayetlere sahip olduğu gibi hadisler de aynı özelliğe sahiptir. Dolayısıyla hemen hüküm vermemek gerekir ve rivayetlere bakışta ilmi olmayan metotlardan istifade etmemek icab eder. Bu kitapta yer alan bir hadiste de yer aldığı üzere müteşabih hadisleri muhkem hadislere götürmeli ve mümkün olduğu kadar bu hadislerin arasını bulmaya çalışmalıyız.1
Tercüme işinin aşamaları
1997 yılında Türkiyeli talebeler ve alimler tarafından tesis edilen El Mehdi (a.f) Hüseyniyesi’nin müdüriyeti, dini ve kültürel görevleri ışığında Şia’nın kaynak kitaplarını tercüme edip bastırma kararını almıştır. Bu işe de elinizdeki kitapla başlamanın uygun olacağına inanmışlardır.
Kitap tercüme dildikten sonra da güvenilir olması açısından tercümelerin hadislerin metniyle tatbik edilmesi sürecine girildi. Tatbik aşamasından sonra da edit için editöre verildi. Bu işle birlikte kitabın tahkik işi başlatıldı, daha sonra dizgiye verildi. Elhamdulillah sonunda elinizdeki mevcut hale getirildi.
Ayrıca hatırlatmak gerekir ki bu kitabın tercümesi Gaffari Bey’in tashih ettiği nüsha esasınca yapılmıştır ve kitabın tahkikinde de Gaffari Bey’in açıklamalarından istifade edilmiştir.
Ayrıca kitabın tahkik ve tehzibinin yanısıra, kitapta tekrar edilmiş hususlar, ihtiyaç duyulmamış bölümler veya özel bir zamana özgü olan kısımlar da tercüme edilmemiştir. Elbette yerinde bunun sebepleri de beyan edilmiştir.
Muhterem Arkadaşlar!...
Kitabın tahkiki ve işleminin takibi hususunda emeği geçen biri olarak, bu kitabın mevcut hale gelişinde katkısı bulunan bacı ve kardeşlerimize de teşekkür etmeyi bir borç biliriz. Özellikle de Güneş Bey’e ve mütercimleri Kadri Çelik, Arif, Yusuf, Beheşti, Talib ve Azadi Bey’e de teşekkür ederiz. Birinci cildin tercümesinin, hadislerin metni ile tatbik edilmesi işini Hüccet’ül-İslam Şeyh Fahruddin, kitabın edit işini de Ali İrfan Bey, dizgisini ise Resuli Bey ve Mücteba Çelik kardeşimiz yapmıştır.
Davamızın nihayeti Hamd’ın alemlerin rabbi Allah’a mahsus oluşudur.
Kum-Seyyid Ali Hüseyni (Buhti)
5 Ağustos 2000
Dostları ilə paylaş: |